21. ASIRDA MÜSLÜMAN KIZ NASIL EVLENİR VII

 düğün, yemek, gelinlik ve eğlence meselesi

bazı Müslümanlar, düğün olmasın, mevlüt yapalım, ona gerek yok buna gerek yok, sahabe böyle bir şey mi yapmış, yapmayalım etmeyelim diye konuşuyorlar. Bu tür konuşmalar dini bilmemezlikten ileri geliyor. Bazıları da tam aksine bu düğünü bir kere yapacağız diyerek haramın dibini sıyırırlar. Müslüman adam orta halli olmalıdır. En güzel ve önemli gününe haramı bulaştırmamalıdır.

düğün tatsız tutsuz olmaz, düğünde eğlenilir. Peygamber efendimiz düğünlerde eğlenmeyi tavsiye ve teşvik etmiş, kendisi de böyle düğünlere katılmıştır. Öyleyse mevlüt okutmak doğru olmaz hatta sünnette aykırı hareket etmek olur. Kaldı ki mevlüt okunacak yer orası değildir. 

evvela düğünün dini bir zorunluluk olmadığını bilelim. yani şartlarına riayet edilerek kıyılmış bir nikahtan sonra düğün olsa da olmasa da iş bitmiştir. İki aile anlaşsa düğün yapmayalım deseler mahzuru yoktur.

eğlenme meselesine gelecek olur isek, maalesef burada pek çoklarımızın ayağı kayıyor. Bir kere düğünde semazenler gibi ekipçe dans eden gruplar olamaz. Erkekler kendi aralarında, kadınlar kendi aralarında sözlerinde haram barındırmayan şarkılarla def ve davul eşliğinde eğlenebilirler. Kadınlar def, erkekler davul çalarlar. Erkekleri ve kadınları ayırmak için iki ayrı salon tutulur bu imkan yoksa da en azından büyük bir salon tutulur, perdeler ile yahut oda bölücüler ile salon ikiye ayrılır. 

Düğünde sadece eğlenilmez. Alim bir zat evliliğe dair sohbet verse nasihat etse çok iyi olur. Bununla beraber düğünde şiir ve ilahiler de okunabilir. Düğünün tek maksadı eğlenmek de değildir. düğün aynı zamanda ilan vazifesi de görür.

Düğüne bütün akrabalar davet edilmelidir. O geçen düğüne para yapıştırmamıştı, öyleyse çağırmayalım diye düşünmemek gerekir. Düğünde para altın hesabı yapmak, karşı tarafı baskı altında bırakıp biz sana bu kadar takmıştık, sende takacaksın imalarında bulunmak hoş değildir, caiz değildir. belki adamda yoktur.

Gelinlik giyeceğim diyorsanız, kadınlar içinde dekoltesiz orta halli bir gelinlik giyebilir. Dışarı çıkmanız icab ederse de üstünüze çarşafınızı atabilirsiniz. Normalde çarşaf giymiyorsanız da üstünüze bir çarşaf gibi bez örtebilirsiniz. Gelinlik pahalı olduğu için almamanız faydanıza olacaktır. Hazırda beleş varsa kendinize de yakıştırıyorsanız giyebilirsiniz. Gelinlik giymem diyorsanız da tesettüre uygun beğendiğiniz bir elbiseyi giyersiniz.

islamın sınırları içinde düğün yapmak istiyorsanız. Damat tarafı aksini istiyorsa, bu konuda da diretiyorsa böyle bir evlilikten vaz geçmeniz hayrınıza olur.  

yemek vermek meselesine gelecek olursak kitaplarımızda bu yemek ‘velime’ olarak geçer. Araplar çeşitli vesileler münasebetiyle verilen yemeklere ‘velime’ derler. Lügat uleması da böyle söyler. Peygamberimiz bu yemeğin yani düğün yemeğinin verilmesi noktasında tavsiyelerde bulunduğunu çeşitli hadislerden anlıyoruz. Bazı hukukçular hadislerdeki emirden hareketle bu yemeği vermenin vacip olduğunu söylemişlerse de ulemanın çoğunluğu bu görüşte değildir. herkes yemeği imkanı nispetinde verir. Etli yemek, kırmızı et(koyun eti) ve pilav vermek güzeldir. Kolay atıştırmalıklarda ikram edilebilir.  

Bir diğer mesele ise düğün yemeğinin ne zaman verileceği meselesidir. gerdekten önce mi sonra mı yoksa nikahla birlikte mi verileceği hususunda ihtilaf edilmiştir. Hanefilerce gerdekten önce verilmesi tercih edilmiştir. Zaten ülkemizde de gerdekten önce düğün gününde yemek verilir. Peygamber efendimiz Safiyye binti huyey validemizle evlendiklerinde sehba mevkiinde düğün yapılmış velime yemeği olarak hurma ve kavun verilmişti.

İsraf haramdır, herkes imkanı nispetinde misafirlerine ikramda bulunacaktır. Düğüne fakirler de davet edilir, düğün yemeği bir günde olup bitecek değildir, imkanı olan daha fazla yemek yaptırıp başka bir gün ihtiyaç sahiplerine de dağıtabilir. Düğün yemeği verilmese de günah olmaz.

Davet edilen misafirin düğüne gelmesi vaciptir. Bu hususta ‘davete çağrılanlar hemen icabet etsin’ mealinde hadisler vardır. fakat düğünde haram işleniyorsa o mekana gidilmez. Israrla çağırırlarsa da nezaketle reddedilir. Şayet akrabalar arasında fitne olacaksa da karışık düğünlere kısa olmak şartıyla uğranabilir.

Düğünde takı takmak çok güzel bir iştir. Bunu şova dönüştürüp çeşitli hesaplara girmek ise ahmaklıktır. Bu gelen takıları gelin damat almalıdır, ailenin de alması haram değildir. fakat bu damat geline destek için bir fırsattır aileler bunu almamalıdır.

Düğün olsun başka yerde olsun, makyaj yapılamaz. Fakat temiz ve düzenli olmalıdır. Burada kaş alma işini abartıyorlar. Kaşların fazlalığı alınır, aşırı uzun ise kısaltılır ama şekil verilemez, caiz değildir. damadın sakalı varsa da kestirin diye diretmeye hakkınız yoktur. damat, damatlık giyebilir. Gelin damat fotoğraf çekilebilir fakat bu fotoğraflar reklam edilemez. albüm yapılır eve konur. Duvara sağa sola asılmaz. Duvara asmak caiz olmaz.

Osmanlı zamanında erkekler evlenmeye manen ve madden hazır olduklarında kız ararlardı.  Her şey de 1 haftada biterdi. Şimdikiler düğüne 6 ay varken nikah kıyıp bekliyorlar. Madem düğüne 6 ay vardı, niye nikah kıyıyorsun? Çünkü kalbin göğsünde değil apiş aranda atıyor. O yüzden evliliğe yani düğüne hazır olmayan erkekle 2-6 ay yahut 1 sene önceden nikah kıymayın. Düğün gününe 1 ay kala nikahı kıysanız yine kurtarabilir. Fazla uzatırsanız da hoş şeyler olmayacaktır. Bunlar tecrübe ile sabittir.

Düğünde silah attırmayın gibi bir uyarıyı yapmak gereği görmüyoruz. Bu iş tehlikeli olmakla beraber, kişilerin hakkına da girmek olur yapılması dinen uygun değildir. bazı yörelerde sandığa oturma, kapı açmama, arabayı durdurma vesaire gibi hareketlerle zorla damat tarafından para alınır. Bu yanlış bir harekettir.

Bana kalırsa çok şahitli bir nikah yapın. Düğüne harcayacağınız parayı da kendinize harcarsınız.

Yorumlar

Popüler Yayınlar