Alevilerin tesettür hakkındaki iddialarına cevaplar III
Bu yazı geçmiş yazımızın
devamıdır. İlk yazıyı ve ikinci yazıyı okumadıysanız muhakkak okuyun derim. (italik
yazılar Alevi kardeşlerin ve dinsiz çevrelerin iddialarıdır)
+II. Abdülhamit’in Çarşafı
Yasaklaması- Hacdan dönenlerin İranlı kadınlardan görerek benimsemesiyle 19.
yüzyılda Osmanlı’da çarşaf giyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaya başladı. Bu
dönüşüm öylesine hızlı olmuştu ki, yazar Leyla Saz, 1878’de İstanbul’da
kadınların ferace giydiğini, eşinin valiliğe tayini üzerine gittiği Trabzon’dan
İstanbul’a dönüşünde kadınların çoğunun çarşaf giymeye başladığını görüp
şaşırdığını anlatır.
Çarşafın irandan gelmediğine dair
malumatı geçmiş yazılarda aktarmıştık. Bu popüler iddia burada tekrarlandığı için detaylı
bir cevap vereceğiz. iddiaya göre çarşaf irandan gelmiş, 1870’lerde
yaygınlaşmış. Peşinen söyleyelim bu tam olarak gerçeği yansıtmaz. ebusuud
efendi tefsirinde cilbab kelimesini izah ediyor ve netice itibariyle çarşafı
tarif ediyor. cilbabın, uzun çok geniş bir örtü olduğunu, kadınların bunu ayaklarına
kadar saldığını söylüyor. Bu kayıta baktığımızda Osmanlıda çarşaf öteden beri
vardı diyebiliriz. Geçmiş yazılarımızda çeşitli kaynaklara değinerek peygamber zamanında
da çarşafın olduğunu ispatlamıştık. Çarşafın irandan gelmiş olması
kabullenilemez.
İddia sahipleri leyla sazdan
bahsetmişler. Bu hususa da değinmek gerekiyor. İstanbulda bu zamanlarda ferace
kadınlar arasında modaydı. Feracanin olması arap kadınlarının giydiği tarzda
çarşafın olmaması hiç sorun değildir. zira Geniş olan ferace tesettürü zaten
sağlamaktadır. Leyla hanım zamanında çarşaf moda olmuştur, kendisi de bunu ifade
etmektedir. Fakat Bu kendisinden evvelki devirlerde çarşafın olmadığını göstermez.
Nitekim yukarıda izah ettik.
Osmanlı toplumu kadının dış
kıyafetinin ölçülerini biliyordu. Bu noktada kıyafetin ismi çarşafmış,
feraceymiş önemi yoktur. önemli olan tesettür şartlarını sağlayan kıyafeti giymektir.
leyla hanım , çarşaf giyenlerin dışarıda
arkadaşsız olarak daha özgür dolaşabildiklerini nakleder. Bu satırlarda bize çarşafın
neden moda olduğunu açıklar niteliktedir. çarşafın moda haline gelmesi kadını özgürleştirmesi sebebiyledir. Bunu rahatlıkla söylüyoruz kaldı ki devrin şahidi Leyla hanımda bu kanaattedir.
+Gerçekten de çarşaf bu
dönemde bir anda yaygınlaşmıştır; ta ki II. Abdülhamit tarafından
yasaklanıncaya kadar. 15 Ağustos 1881 ve 27 Temmuz 1882 tarihli Levant Herald
gazetesinde yayınlanan iki ayrı haber bu yasağa değinir:
Şeyhülislamın başvurusu ve
padişahın buyrukları üzerine Emniyet Müdürlüğü, Devlet Şurası’yla fikir birliği
halinde Müslüman kadınların topluma açık yerlerde nasıl davranmaları gerektiği
konusunda bir yasa çıkarmıştır. Bu kanuna göre, kadınların açık ve kalabalık
yerlerde “çarşaf” giymeleri yasaktır. Ama bu örtüyü tenha sokaklarda ve
misafirliklerde kullanabilirler. (15 Ağustos 1881) -yazı uzun görünmesin diye iddia sahiplerinin
naklettiği abdülhamid hana ait olan fermanın suretini çıkardık. Fakat gerekli cevabları
verdik. Fermanın sureti zaten internette mevcuttur ‘II. Abdülhamit'in çarşaf
giyilmemesi hususunda verdiği emir’ şeklinde Google de arayarak bulabilirsiniz.
Alevi kardeşlerin ve dinsizlerin
tesettürü bilhassa çarşafı inkar ederlerken ki sığındıkları bir diğer noktada
Abdülhamid hanın çarşaf yasağıdır. Abdülhamid han 33 sene saltanat sürmüş, 33
senelik saltanatında çarşaf yasağı bütün zamanları kapsamaz. Kısıtlı bir zaman
dilimini ve belli merkezlere girişleri kapsar, üstelik çarşaf yasaklanıyorsa da
kişinin erkek mi kadın mı olduğunu belli etmeyen tarzdaki çarşaf yasaklanmıştır.
Bu tarihte teröristler azmış, canlı bombalar çoğalmış. Çarşaf içindekinin ise
kadın mı erkek mi olduğu kestirilemediğinden, suçlunun çarşafa girip kaçabilme
ihtimaline karşın çarşaf yasaklanmıştır.
Yani bütün bunlar demek oluyor ki
abdülhamid han dinde çarşaf olmadığı için yahut çarşafa düşman olduğu için çarşafı
yasaklamış değildir. Abdülhamid han kadınlara ‘çarşafları atın, açık gezin’de
demiyor. Öte yandan Çarşaf islamda yoksa
da abdülhamid handan asırlar önce yaşamış şeyhülislamlar bunu söylerlerdi. Çarşafın
islami olup olmadığını söylemekte padişahın işi değildir.
Çarşafın yasaklanması hususundaki
belge hakkında da şunları söyleriz. Padişah cumadan sonra silahhaneyi ziyarete
gidiyor, yıldız sarayına dönerken bir takım siyah çarşaflı kadınlar görüyor. Bu
çarşaflı kimseler hoşuna gitmiyor, zira Bu kıyafetleri Hristiyanların matemlerde
giydikleri elbiselere benzetiyor. Yani kendince bir tespitte bulunuyor. Ardından
Müslüman kadınların tesettüre uymalarının farz olduğunu belirtiyor. Bütün bunlardan
anlaşılıyor ki Tesettürle ilgili bir sıkıntısı yoktur. Fakat örtünmenin Hristiyanların
matemlerde giydikleri çarşaf şeklinde olması ve bazı erkeklerin bu çarşafa
girerek suç işlediğini ve kendisini gizlediğini söylüyor. Yani teröristler o çarşafı
giyiyorlar erkek mi kız mı oldukları belli olmuyor. Nitekim belge de yakın
zamanda çarşaf giymiş bir erkeğin, bir eve saldırdığı anlatılır. O devirde de ermeni
çetelerinin terör faaliyetleri ortadadır. Haliyle çarşaf yasaklanmıştır. Fakat yukarıda
bahsettiğimiz şekilde yasaklanmıştır. Anadoluda vs yerlerde çarşaf giydiği için
ceza verilen tek bir kimse yoktur.
Devamı gelecektir..
Yorumlar
Yorum Gönder