OSMANLI ENGİZİSYONU KİTABI II

 


Bu yazımızda Ali yıldırımın meşhur kitabından ‘Osmanlı hoşgörüsü rivayeti’ başlığıyla yazılanları inceleyeceğiz.

Ali Yıldırım bu başlık altında kısaca, 'Osmanlı devletinde din, dil, ırk ayırımının resmi tarihçilerin üzerinde ittifak ettiği bir mesele olduğunu fakat hakikatin böyle olmadığını söylemektedir. Buna göre Resmi tarihçiler Osmanlı hoşgörüsü adı altında çeşitli rivayetler uydurmuşlardır. Aslında bu böyle değildir.

Hemen peşinen söylemeliyiz ki Ali yıldırım tarih namına bir şey okumamış…Eğer okusaydı hem yabancı tarihlerde hem de arşivde Osmanlı hoşgörüsüne dair yüzlerce bilgiyi görebilirdi.  Bizim kaynaklarımızda Siyasetnamelerde, Kroniklerde, belgelerde adalet vurgusundan geçilmez. Sırf buradan bile adil olmaya ne derece önem verildiği, adaletin ne kadar çok gündemde tutulduğu anlaşılabilir. Bütün bunları görmeyen, görse bile uydurma görenlere ne denebilir ki?...

Balkan halkları Osmanlının gelişini bayram havasıyla kutlamışlardı. Paul Wittek gibi bir kimse dahi Osmanlının fethettiği topraklardaki kimselere müsamaha ile yaklaştıklarını söyler. Bunun islam yönetim anlayışından geldiğini de ifade etmekten çekinmez. Buna benzer görüşleri tarihçilerin kutbu görülen Halil İnalcık’ta söylemektedir. Tarihçilerin kutbu Halil İnalcık, Akşemseddin Şamandı deyince muteber oluyor da ‘Fatih Üzerine Tetkikler ve Vesikalar isimli eserinde ‘Müsamaha ve himaye anlayışı Osmanlı devletinin temelini oluşturur’ demesi yanlış mı oluyor?

Fatih’in Galata Zimmilerine Verilen Ahidnâmesi, Kudüs ruhbanlarına verilen ferman ortadadır. Ali yıldırım tarafından Resmi belgeler Osmanlı zülmünü göstermede vesika olarak kabul ediliyor da hoşgörüsünü göstermek noktasında niye vesika olarak kabul edilmiyor?  

Bugün arşivde bulunan yabancı halklar tarafından kendi dillerinde padişaha gönderilen teşekkür mektuplarını Osmanlılar kendileri mi yazdılar, bunlar da mı uydurmadır? Osmanlıların kiliselerin inşasına izin ve destek vermeleri yerli yabancı kaynaklarda paralellik arz eden bilgiler hep uydurma mıdır? Jason Goodwin, F. Downey, Paul Wolfowitz, Roderic davison Barbara jelavich ve daha onlarca bilimsel araştırma yapan yabancı tarihçiler ‘hepsi Osmanlının hoşgörüsünü belgelerle ortaya koyacak, bizim yerli Ali Yıldırım ‘osmanlı hoş görülü değildi diyecek’. Yerli komedi.

Bugün Başbakanlık Osmanlı arşivinde Osmanlı hoşgörüsünü gösteren binlerce belge görülebilir. Osmanlının reaya zulm noktasındaki duyarlılığını inkar etmek mümkün değildir. Belge’de inkar edilecekse tarihçilik mi kalır?

Ali yıldırım Osmanlı’da hoşgörüyü inkar ettikten sonra okuyucuya söyle bir soru sormaktadır ‘padişah gayrimüslimi neden islamiyete çağırmaz? Neden Müslüman olmak isteyen kölelerin isteği reddedilir? Gayrimüslimler dinlerine ibadetlerine karışılmaması karşılığında ne öder?’

Yerli komedi Ali Yıldırım Bey’in bu sorularına tek tek cevap verelim.

1-padişah gayrimüslimi neden islamiyete çağırmaz?

Halifesinden tut, en aciz Müslümana kadar her Müslümanın İslam dinini dünyanın her yerine imkanı nispetinde velev ki duayla bile olsa duyurması gerekmektedir. Yanlış anlaşılmasın ‘kişileri Müslüman yapmak değil, İslamı doğru şekilde duyurmak her Müslümanın görevidir. Halife de İslam’ı duyurmakla görevliydi cihat yapardı neticesinde Allah’ın kelamını yüceltir ve duyururdu.  

İslam orduları meşru bir sebepten ötürü bir devlete savaş açsa,  en başta bu devlete Müslüman olmaları teklif edilirdi. Bu teklif reddedilse bu sefer ikinci bir teklifle bulunulur zimmet anlaşması teklif edilirdi yani bunlara kendi dinlerinde özgür olmaları ve Müslümanlarla aynı haklara sahip olmaları teklif edilir. Bu kabul edilirse bunlar cizye verirler. Böylece İslam devleti bunları koruması altına girerlerdi. Bu teklifte kabul edilmezse o zaman savaş yapılırdı. Bu anlattığımız hususlar hadislerde açık bir şekilde belirtilmiştir.

Bu ikazlar İslam devleti olan Osmanlı’da da yapılmıştır. Osmanlı devleti savaştan önce savaşacağı unsuru böylece ikaz etmiştir. Osmanlı mal köle ganimet vs. için savaşıyorsa niye böyle bir ikaz yapsınlar ki düşmana direkt saldırır mallarını alırlardı. Halbuki savaşlar islamı duyurmak için yapılırdı. Ganimet için yapılmazdı. Ganimet için yapılan savaşa zaten cihat denmez.

2-Neden Müslüman olmak isteyen kölelerin isteği reddedilir?

Müslüman olmak isteyen kölelerin isteği asla reddedilmezdi. Köle Müslüman olsa bu onları hür yapmazdı ki köle Müslüman olsa ne olacak? Hem kölenin Müslümanlığı nasıl reddedilsin, kelime-i şehadet getiren adamın ağzını mı kapatıyorlardı?

Mahkeme kayıtlarında ihtida eden yani islama geçen kölelerin fiziksel özelliklerine kadar görmek mümkündür. Müslüman olmak isteyen köle asla engellenmezdi. Belgelerden anlaşıldığına göre Balkanlarda bilhassa Arnavut ve Bosna da toplu ihtida hareketleri görülmektedir. Sadece bu bölgelerde de değil, imparatorluğun pek çok yerinde ihtida hareketlerine rastlanır. müslüman olan kölelerde genellikle azad edilirdi. yukarıda belirttiğimiz gibi azad edilmeleri de şart değildir. 

3-Gayrimüslimler dinlerine ibadetlerine karışılmaması karşılığında ne öder?

Gayrimüslimler bir ödeme yapardı fakat Çocuk, kadın, kör, işsiz fakir malul kimseler cizye ödemezlerdi. Bunlar sürekli bu vergiden muaf tutulmuşlardır. Cizye ödeyenler ise üç gruba ayrılırdı ki bunlarda hallerine göre para verirdi. Zengin ile Orta hallisi aynı miktarı vermezdi.

(yazının uzamaması için ikinci yazımızda Osmanlı hoşgörüsü rivayeti’ başlığına devam edeceğiz)

Yorumlar

Popüler Yayınlar