DİN DÜŞMANI MEALİSTLERİN, ‘SAHABE HADİSLERİ REDDEDİYORDU’ İDDİASI ÜZERİNE IV

Geçen yazımızda mealistlerin cımbızlama operasyonunu ifşa etmiş, hazreti Ebubekir efendimizin hadis yazımına ve hadislere karşı olmadığını kat’i olarak ispat etmiştik. Bu yazımızda mealistlerin çarpıtma ve yalan dolu iddialarına cevap vermeye devam edeceğiz. (italik yazılar mealistlerin iddiasıdır)

BÖLÜM I

İDDİA- Hz. Ömer’in bu konudaki tavrı aynı Hz. Ebu Bekir gibidir, hatta diyebiliriz ki Hz. Ömer bu konuda Hz. Ebu Bekir’den çok daha sert davranmıştır: Hz. Ömer diğer şehirlerdeki sahabelere de mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi.

CEVAB- Zavallı cahil mealistler kaynak diye önümüze koydukları kitapları acaba tanıyorlar mı? Kendi lehlerine olduklarını düşündükleri hadisler, nasıl değerlendirilmiş yahut ne maksadla nakledilmiş bunları biliyorlar mı? Asla bilmiyorlar. Bilselerdi böyle saçmalamazlardı. Şimdi, ‘Sahabeye mektuplar gönderdi ellerindeki hadisleri yakın dedi, rivayetine bakalım.

yahya b. Ca'de rivayet ediyor, hazreti ömer sünneti/hadisi yazmak istemişti. Sonra yazmama kararı aldı. Sonra beldelere şunu yazdı: kimin yanında bir şey varsa (yazılı hadisten), onu imha etsin.

A’zami, Dirasat isimli eserinde bu ve benzeri hadislerin sahih olmadığını söylemektedir. Mealcilerin, Bizce delil teşkil etmeyecek bir hadisi önümüze koyup ahkam kesmelerine ne denir? Mealciler, camiu beyanil ilmde ve başka kitaplarda hazreti ömer efendimizin sahabelere ‘mektupla hadisleri imha edin’ mealindeki hadislerin sıhhatı hakkında ne gibi değerlendirmede bulunmuşlar? Hiçbir değerlendirmede bulunmadıkları gibi muhaddislerin bu hadisleri nasıl değerlendirdiklerine de bakmamışlardır. Bizim ehlisünnet ulemaya göre, hazreti ömerin hadis yazımına karşı çıktığı ve hadisleri yaktığına dair rivayetler problemlidir. Daha da önemlisi bunlar hazret Ömer’in hadis inkar ettiğine bir delil teşkil etmemektedir. Bunun aksine Hadislerin yazılmasına karşı olmadığı rivayetler vardır ki bunlar muteberdir.

İbn Cevzi, menakibu emiril mü’minin Ömer bin hattab’ isimli eserinde hazreti ömer’in kur’andan sonraki kaynağının hadis olduğunu ve valilere de kur’an ve hadise bakması gerektiğini tenbihlediğini görüyoruz. Hazreti ömer göreve gönderdiği bir kadıya peygamber gibi sorular sormuş, kadı cevaben kur’an, hadis, ve ictihad cevaplarını vermiş, hazreti ömer bundan hoşnut olmuştur. Bu rivayetler karşısında mealistler ne yapacaklar, mişna vişna diye dilene doladıkları rivayeti sahih görüyorlarsa bunları hayli hayli kabul etmeleri gerekir. Kabul etmiyorlarsa da ilmi bir gerekçeyle reddetmeleri gerekir. Aksi halde bunlara ancak gülünür, itibara alınamazlar.

BÖLÜM II

İDDİA- Hadisler, Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: “Kitap Ehli’nin Mişnası gibi Müslümanların Mişnasıdır bunlar.

CEVAB- Zavallı mealcinin burada bahsettiği rivayet farklı lafızlarda gelmiştir. Takyidul ilm’de  الكتاب أهل كأمنية أمنية ifadesi geçmektedir yani ‘bunlar ehli kitabın kuruntusuna benzer kuruntulardır’. Tabakatul kübrada geçen bir diğer rivayette ise  الكتاب أهل كمثناة مثناة dediği yani ‘ehli kitabın mişnası gibi mişnadır’ dediği nakledilir.

عن القاسم بن محمّد بن أبي بكر: إنّ عمر بن الخطّاب بلغه أنّه قد ظهرت في أيدي الناس كتب، فاستنكرها وكرهها، وقال: أيُّها الناس! إنّه قد بلغني أنّه قد ظهرت في أيديكم كتب فأحبُّها إلى الله أعدلها وأقومها، فلايُبقينَّ أحدٌ عنده كتاباً إلاّ أتاني به، فأرى فيه رأي.

 قال: فظنّوا أنّه يريد أن ينظر فيها ويقوّمها على أمرٍ لا يكون فيه اختلاف، فأتَوْه بكتبهم، فأحرقها بالنار

 ثمّ قال: أُمنية كأُمنية أهل الكتا

Deniyor ki: Hazreti Ömer insanlar elinde kitaplar görüldüğü bilgisini almış. Bu durumu kınamış, hoşnut olmamış.  Kitapları incelemek için istemiş, insanlar da getirmiş, hazreti ömer Allahın katında en güzel kitab en sağlam olan kitaptır demiş, ardından getirilenlerin hepsini yakmıştır. ‘Bunlar ehli kitabın kuruntusuna benzer kuruntulardır’ demiştir.

Hadis için yapılan mülahazalara baktığımızda, hadisin sahih olmadığını görüyoruz. bize kez daha delil teşkil etmeyecek bir hadisle gelen mealcilere ne diyelim?  Bu hadisin senedinde kopukluk vardır. Kasım bin Muhammed, hazreti ömerin vefatından 13 sene sonra doğmuştur. Kasım bin muhammed’in bunu hazreti ömer’den işittiği sabit değildir. Bu da hadisi zayıf duruma düşürür. Bunu sahih sayarsak bile, eldeki verilere baktığımızda hazreti ömerin hadis düşmanı olduğunu asla söyleyemeyiz. Ancak ve ancak Hazreti ömer burada dikkatleri kur'ana çekmişti, sünnetle kur'anın karışacağı endişesi taşımıştır diyebiliriz.

BÖLÜM III

İDDİA- Hz. Ömer çok değerli bir tespitle; Musevilerin, dinlerini dejenere etmelerinde, Tevrat dışında Mişna adlı kitapları dini kaynak edinmelerinin etkisini görmüş ve Peygamber’e fatura edilerek dinin kaynağı kılınmak istenen hadislerin, bu Mişnaların fonksiyonunu kazanacağını anlamıştır. Buna karşı hem diliyle, hem eliyle mücadele etmiş ve bu “Mişnaları” yakmıştır. Hz. Ömer’in yaktırdığı “Mişnalar”daki doğru hadis oranı, tahminimizce, bugünkü en doğru kabul edilen Buhari’den de, Müslim’den de çok daha yüksektir. Çünkü Peygamberimiz’i görenler o dönemde hayattadır, ayrıca ileride yoğun şekilde yaşanacak siyasi ayrılıklar ve kargaşalar henüz ortaya çıkmamıştır.

CEVAB- mealistler, Mişnalı hadis lafzını alıp diğer lafızla gelen rivayeti reddediyor, hiç aktarmıyor- neye göre böyle yapıyor? Çünkü mişnalı olan haber hoşuna gidiyor. Her zamanki gibi ortada herhangi bir ilmi kriter yok.

Az evvel yukarıda hazreti ömerin hadisleri kabul ettiğine ve aktardığına dair muteber rivayetlerin geçtiği eserleri gördünüz. Ayrıca hadis yaktı denilen rivayetin sahih olmadığını da gördük. Demek ki hazreti ömer efendimiz ‘ne diliyle ne de eliyle hadislerle mücadele etmemiştir.

Mealistlerin şu lafına dikkat buyurun, diyorlar ki ‘hazreti ömerin ‘mişnalardaki’ doğru hadis oranı, tahminimizce, bugünkü en doğru kabul edilen Buhari’den de, Müslim’den de çok daha yüksektir.’ Mealistlerin ‘doğru hadis’ dedikleri şeyin ne olduğunu anlamış değiliz. Bunlar doğruysa hazreti ömer niye yakıyor? Mealistlere göre, hazreti ömer bunları dinde kaynak olamayacağı düşüncesiyle yakıyor. Halbuki hadislerin dinde kaynak olmadığına dair imayla da olsa, uydurma da olsa tek bir rivayet yoktur. Öte yandan mealistler bu sahih olmayan rivayeti kabul edip, üstüne birde ‘hadisler 200-300 sene sonra yazıldı’ diyemezler. Zira hazreti ömer yazılan hadisleri yaktıklarını iddia  ediyorlar. Demektir ki hadisler 200-300 sene sonra yazılmadı.

BÖLÜM IV

İDDİA- Geleneksel İslam’ı savunanlara soralım: Sizce Hz. Ömer, Peygamber’i sevmiyor muydu? Peygamber’e sizin kadar saygı duymuyor muydu? Günümüzde Kuran’ın yeterliliğini savunanlara ve hadislere gerek olmadığını söyleyenlere böylesi suçlamalarda bulunuyorsunuz. Peki, aynı tavrı gösteren, hatta hadisleri yakan Hz. Ömer’e niye aynı eleştiriyi getir(e)miyorsunuz? Hiç şüphesiz ki Hz. Ömer, Peygamber’i çok seviyordu fakat o, Kuran’ın mesajını, ………. övgüler düzenler, hadislere uymayı; Peygamber’e saygı, Peygamber’e uyma, takva olmak zannediyorlar. Böylece kraldan çok kralcı olup, farkında olarak veya olmayarak Kuran’dan uzaklaşıyorlar

CEVAB- Hazreti ömer peygamberi canından çok seviyordu.  muteber kaynaklarda naklettikleri hadisleri de ortadadır. İbnül mulakkin, el i’lam bi fevaidi umdetil ahkam eserinde hazreti ömerin 539 hadis naklettiğini söylemektedir. Biz bu durumda hazreti ömerin nesini eleştirelim? Siz mealistlerin çarptırdığı yamulttuğu rivayetler üzerinden mi konuşalım? 

Zavallı mealistler, yukarıdaki satırlarla kendilerince ehlisünnet müslümanları samimi olmaya davet ediyorlar. Halbuki kendileri samimi değildir. samimi olsalar lehlerine olan rivayetleri cımbızlayıp kullanmazlardı. Ve dahi, aleyhlerinde olan rivayetleri inkar edişlerini, görmezden gelişlerinin sebeblerini açıklarlardı. Ne yazık ki mealistlerin bizden beklediği samimiyetin zerresini kendilerinde göremiyoruz.

BÖLÜM V

İDDİA- Bazı önemli hadis uydurucularını göreceğimiz bundan bir sonraki bölümde, en çok kendisinden hadis nakledilen Ebu Hureyre ve Kab gibi kişilere karşı, Hz. Ömer’in hadis nakillerinden dolayı şiddetli tepki ve tehditlerini, bu konudaki net tavrını ve çabasını açıkça göreceğiz.

CEVAB- Mealistlerin az evvel okuduğunuz satırlarıyla, zannedersiniz ki hazreti ömerin hadis nakline şiddetle karşı çıktığına dair 500 tane rivayet getirmişler… halbu ki getirdikleri bir şey yoktur. sadece laf olsun torba dolsun kabilinden yazmışlardır. Getirdikleri iki rivayeti de kısaca inceleyelim.  

 

Mealcilerin getirdiği ilk rivayet:

İDDİA- Hz. Ömer, Irak’a yolculuğa giden arkadaşlarına şöyle demiştir: “Siz öyle bir ülkeye gidiyorsunuz ki halkı arı uğultusu gibi Kuran okur. Hadislerle onları meşgul etmeyiniz ve yollarını saptırmayınız.” Hanbel, Kitabul Ilel 1- 62 63

CEVAB- Mealistlerin kaynak olarak sundukları, Kitabul ilel'de bu rivayeti aradık bulamadık. Bunların verdiği sayfaya baktığımızda yine rivayet karşımıza çıkamamaktadır. Bu rivayeti ibn mace süneninde, Zehebi, tezkiratul huffaz’da,  Abdullah bin Mübarek müsnedinde, ibn sa’d takabatında naklediyor. Hadisin isnadının sahih olduğunu görüyoruz. Sahih Hadisin metni ise şöyledir:

حَدَّثَنَا جَدِّي، نَا حَبَّانُ، أَنا عَبْدُ اللَّهِ، أَنا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِي خَالِدٍ , عَنِ الشَّعْبِيِّ , -[140]- قَالَ: أَرَادَ قَرَظَةُ أَنْ يَأْتِيَ الْعِرَاقَ فِي أُنَاسٍ مِنْ بَنِي عَبْدِ الْأَشْهَلِ , فَخَرَجَ مَعَهُمْ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ , فَدَعَا بِمَاءٍ فَتَوَضَّأَ , فَقَالَ: هَلْ تَدْرُونَ لِمَ خَرَجْتُ مَعَكُمْ؟ قَالُوا: وُدًّا لَنَا وَحَقًّا. قَالَ: لَكُمْ حَقًّا وَلَكِنِّي جِئْتُ فِي كَلِمَةٍ: §«أَقِلُّوا الْحَدِيثَ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَنَا شَرِيكُكُمْ فِيهِ» , قَالَ: فَمَا كُنْتُ أُحَدِّثُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعْدَ قَوْلِ عُمَرَ

Sahih senetle gelen rivayette kısaca deniyor ki: Irak’a gideceklerle beraber hazreti ömer de çıktı, onlara dedi ki ‘sizinle niye çıktım biliyor musunuz?... bir söz söylemek için geldim. Peygamberden az hadis nakledin, bu hususta sizinle beraberim

Sahih senetle gelen rivayeti okudunuz. İbn sa’d’ın tabakatına bakılsa orada ‘peygamberden az rivayet edin’ diye yazıyor. İbnu Abdilber'in camiu beyanil İlmi ve fadlihi eserinde de ‘onları hadisle meşgul edip, kur’andan uzaklaştırmayın’ diye yazıyor. (hazreti ömerin bu tenbihi aynı zamanda 5. Makalede anlatacağımız hadis rivayet etmeninin sınırlanmasına dairdir.) Mealcilerin sahtekarlıkları yine ortaya çıkmıştır. Mealistlerin dediği gibi burada hazreti ömer hadisleri inkar etmiyor. Bu sözünden de bunun anlaşılması imkansızdır. Kaldı ki az hadis nakledin diyor. demek ki Hazreti ömer burada ırak halkının önce kur'anla meşgul olmalarını istiyor. Yine söylüyoruz, mealistlerden başka hiçbir kimse bu rivayetleri hazreti ömer hadis inkarcıydı diye nakletmemiş ve anlatmamıştır.

Hazreti ömer bir hüküm verecekse önce kur'ana sonra hadise bakardı, valisi olan ebu musa el eş'ariye mektubunda bunu açıkça belirtmiştir "kur'an ve hadiste yoksa kıyas ederek hükmet demiştir". Kadı şurayha yazdığı mektupta aynı mahiyettedir. ‘Önce kur'an sonra hadise bak, hadiste yoksa icma ya bak, icmada yoksa kendi görüşünle hükmet." demektedir. (Süneni darimi, mukaddime, el cami li ahkamil kur'an) bunlar üzerine daha fazla açıklamaya lüzum yoktur.

 

Mealcilerin getirdiği ikinci rivayet:

İDDİA- Hz. Ömer şöyle der: “Ancak sizden önceki kavimleri hatırladım, onlar da kitaplar yazmışlar ve Allah’ın Kitabı’nı bırakarak onlara sarılmışlardı. Allah’ın Kitabı’na hiçbir şeyi karıştırmam.” Diğer bir rivayette “Allah’ın Kitabı’nı asla başka bir şeyle değiştirmem.” Başka bir rivayette; “Ben yemin ederim ki Allah’ın Kitabı’nı hiçbir şeyle gölgelemem.” El Hatip, Takyıdul İlm; İbni Sad, Tabakat

CEVAB- Mealciler yine saptırıyor ve meseleyi çarpıtıyorlar. Mürsel olan bir rivayeti önümüze koyup ahkam kesmektedirler. Hangi kritere göre bu hadisi sahih kabul ettiler de diğer hadisleri atıyorlar? Bunlara cevapları yoktur. mealcilerin naklettiği rivayete bakalım.

 

Deniyor ki: hazreti ömer hadisleri yazmak istedi. Peygamberin ashabı ile bu hususta istişare etti. Bu konuda ashâb ile istişare etti. Ashapta hazreti ömeri onayladı. Hazreti ömer bir ay bekledi, istiharede bulundu. Bir sabah kalktı ve aldığı kararı açıkladı: sünneti yazmak istediğimi söylemiştim. Sonra düşündüm ki ehli kitaptan insanlar Allah’ın kitabıyla birlikte başka kitaplar yazmış ve onlara yönelmişlerdi. Allahın kitabını da terk etmişlerdi. Vallahi ben Allah’ın kitabından başkasına önem vermem.

Okuduğunuz üzere hazreti ömer hadisleri derlemek noktasında ashabla istişare etmiş, ashab onaylamıştır. Niye onaylamış? Madem ki hadisler dinde kaynak değildir. hazreti ömer de bunu biliyor, ashab mı bunu bilmiyordu da onayladılar? Ashab niye karşı çıkmadı. Öte yandan ‘hadisler dinde kaynak değilse’ hazreti ömer böyle bir teşebbüste niye bulundu ve 1 ay niye bunu düşündü? Bütün bunlar gösteriyor ki Hazreti ömer’in maksadı sadece kur’anı öncelemekti. Hadisleri inkar etmek gibi bir şey buradan da asla çıkmaz.  

Devamı gelecektir…

Bir sonraki yazımızda mealcilerin ‘MEŞHUR SAHABELER HADİS NAKLİ İLE SAVAŞTI’ başlığı altında yazdıklarını inceleyeceğiz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar