NEDEN AKP 1

müslüman olduğunu söyleyip dine karşı laubali yahut kültürel seviyede dahi olsa tarih bilgisine sahip olmayan kimseler, Müslümanların mevcut iktidara neden oy verdiğini anlamakta güçlük çekmektedirler. bu yazı serimizde müslümanlar neden mevcut iktidarı seçiyor? Sorusuna cevab arayacağız. 

Herşeyden önce Müslüman bir kimse laik sistemin taraftarı olamaz. Demek oluyor ki mevcut iktidara da taraftar olamaz. Hasılı müslüman kimse şeriattan başka sisteme taraftar olamaz, rıza göstermez. Şeriattan başka sisteme rıza gösterinin itikadi/imani problemi var demektir. Bununla beraber mevcut iktidara oy veren kimselere ‘kafir’ de denemez. zira insanların hangi maksad ile oy verdiğini bilemeyiz. bir hatırlatmayı da yapmalıyız ki ‘Oy kullanan kişilere kafir diyemesek de bu onların Allah katında kafir olmadığı manasına da gelmemektedir.’

biz istesekte istemesekte bu devlet bir hükümet tarafından idare olunacaktır.  Demek ki mevcut partiler arasında bir seçim yapmak mecburiyetindeyiz. müslümanlar olarak mevcut partiler arasında da seçim yaparken müslümanlara menfaati dokunan bir partiye kerhende olsa oy vermek mecburiyetindeyiz. bu parti de AKP olmaktadır. neden diğer partiler değilde AKP’yi tercih ediyoruz, sorunun cevabını da geçmişte aramak lazımdır….

tarihe bakıp ibret almayanlar aynı akıbeti tekrar yaşamışlardır. biz müslümanlar ise tarihten ibret almaktayız ve aynı akıbeti yaşamamak için çabalamaktayız. Bu yazı serisi de bu çabanın bir ürünüdür.

muhalefet partilerinden en güçlüsü CHP’dir. CHP tarihi boyunca müslümanlara büyük acılar yaşatmıştır. bu yazı serimizde tek parti rejiminin Müslümanlara ve dahi gayrimüslimlere zülmlerini çeşitli başlıklar altında inceleyeceğiz. ilk yazımızın konusu ‘kürtlere yapılan zülm olacaktır”’.

(yazı serimiz boyunca özet olarak konuyu aktarıp kemalist kaynaklardan mesnedimizi vereceğiz. kaynaklarda geçen bilgileri manayı bozmadan özet halinde vermeyi uygun gördük. dileyen verdiğimiz kaynağa, ilgili sayfaya müracaat ederek özet halinde aktardığımız bilginin tamamına erişebilir)

KÜRTLERE YAPILAN ZULÜM

CHP tek parti devrinin zulümleri oldukça geniştir. diğer etnik ırklara yapılmış zulümler kürtlere de yapılmıştır, bununla beraber kürtlere daha özel zulümler de yapılmıştır, sadece kürt olmak başlı başına bir suç kabul edilmişti! evlerde dahi kürtçe konuşmak yasaklanmıştı!....

sene 1925 - devletin resmi olarak yayınladığı şark ıslahat planının 16. maddesine göre, kürt bölgelerinde bir an evvel yatılı okullar açılmalı ve insanları kürtlüğe karışmaktan kurtarmalıdır. diğer doğu illerinde de mevcut olan kürtlerin kürtçe konuşması yasaklanmalı, kadınların türkçe konuşması sağlanmalıdır. (Şark ıslahat planı : Kürtler'e vurulan kelepçe,  Mehmet Bayrak - 24 eylül 1925’de bakanlar kurulu kararıyla hazırlanı yayınlanan şark ıslahat planının diğer maddelerine bakıldığında hükümetin kürtler hakkındaki düşünceleri ve planları net olarak görülecektir)

sene 1930 - içişleri bakanı şükrü kaya bölgedeki türklerden ve türk yöneticilerden kürtlerin dilini, adetlerini, isimlerini, oyunlarını yok etmelerini istemiş, bununla da yetinmemiş ‘kürtlerin, evlerde dahi türkçe konuşmamalarını istemiştir, buna yönelik çalışmaların yapılmasını emretmiştir. (iskâna Tâbi Tutulanların ‘Türkleştirilmesi’ Uygulamasına Ilişkin Gizli Genelge, No. 1/28, Ankara, 1930”,)  bu genelge içişleri bakanı şükrü kaya tarafından imzalanmıştır. devletin resmi belgesidir.)

sene 1936 - diyarkabır valisi Abidin özmen, ‘eritmek istediğimiz kürt nüfusunu, türkçe konuşmaya zorlamak gerekir. bu mesele üzerinde durmak gerekir. memurların kürtçe konuşmalarına kesinlikle izin verilmemelidir. işi olan köylü türkçe bilmiyorsa kesinlikle konuşmamalıdır, kürtçe konuşanlara maddi manevi cezalar uygulanmalıdır”. chp maraş milletvekili mithat aydın hazırlayıp sunduğu teftiş raporunda ‘malatya'da halkın kürtçe konuşmasından şikayet ediyor, gerekli tedbirlerin alınmaması sebebiyle sitem ediyor. 

bu devirde hazırlanan raporlara bakıldığında kürt nüfusunun bir potada eritilmesini temin için bir takım tetkikler yapıldığı görülmektedir. devletin üst kademelerinin ve memurlarının kürtlere karşı bakışını anlamak için bu iki misal yeterlidir. (resul köse CUMHURİYET DÖNEMİ'NDE MARAŞ'IN BAZI SOSYAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI (1939-1950) resul kösenin cumhuriyet arşivi belgelerine dayanarak yaptığı çalışmada bu hakikatleri okuyabilirsiniz.)

sene 1944 - türkiyedeki azınlıklara dair işler’ isimli devletin 37 sayfalık resmi raporunda kürtlere, türkçeyi ve türk kültürünü öğretmek uğrunda ilköğretimlerin çok önemli olduğu, bunların açılmasının zorunlu olduğu vurgulanıyor. chp kars mebusu dursunoğlu kürtleri asimile etmenin en kestirme yolunun dil olduğunu söylüyor. dahası, dursunoğlu ‘kürt köylerinde yatılı okullar açılmalı, bu okulların hedefi kürt çocuklarına kürtçeyi unutturmak olmalıdır’ diyerek devletin kürtleri yok etme planını açık olarak itiraf etmiştir. (1944 seneli türkiyedeki azınlıklara dair işler isimli rapor kürtleri yok etmek üzerinedir. rapor maddelerine (Kemalist ulus-devletin inşası: eğitim, kültür, mekân ve iskân politikaları Ercan Çağlayan) sayfa 19’dan ulaşabilirsiniz.)

devrin içişleri bakanının desteğiyle doğu bölgelerinde türklük namına misyonerlik faaliyetlerine yürüten Sıdıka Avar anılarına bakıldığında ‘türk olmanın insanlıkla özdeşleştirildiğini, kürtlerin ise medeni olmayan kimseler olarak telakki edildiği açık bir şekilde görüyoruz. devlet eliyle doğu bölgelerinde kız enstitüleri açılmış yıllar boyunca kürt kızlarına ana dilleri, kültürleri, örfleri, ırklarına ait ne vardıysa unutturulma uğruna çabalanmıştır. (Dağ çiçeklerim, Sıdıka AVAR, bu kitap maalesef milli eğitim bakanlığı tarafından sansürlenmiştir. yine de günümüz baskılarında ırkçılığı ve kürtlere karşı tutumu gözler önündedir. Türkiye cumhuriyeti devletinin öğretmeni olan Sıdıka AVAR, devletin zihniyetini yansıtması açısından önemlidir. bu sebeple bu örneği verdik.)

yatılı kalan kürt çocuklara görülen muamele ise insanlık dışıdır. zeynep türkyılmaz bir kürt kızıdır, kendisine türkyılmaz soyadı verilmiştir. şahit olduklarını naklediyor ve diyor ki ‘kızların gür kıvırcık saçları okula varır varmaz hademeler tarafından ‘dağ ayıları’ gibi hakaretler eşliğinde gaz yağıyla yıkanır, gelişi güzel kesilirdi. karşılamadan sonra zorla kıyafetler alınır, okul üniformaları giydirilir. bilmediği bir dille, yabancı bir ortamda ailesinden uzak yeni hayatlarına adım atarlardı. (kürt tarihi dergisi kasım-aralık 2015- 21. sayısı, sayfa 33-34 - yuvalarından koparılan 8-10 yaşlarındaki kürt çocuklarına reva görülen muameleyi okuyabilirsiniz. )

devrin hükümetinin kürtlere reva gördüğü muameleler kitap olacak kadar geniştir. okumayı sevmeyen bir millet olduğumuz için bu kadarıyla yetiniyoruz. 

SON SÖZ

TARİHLERE DİKKAT EDERSENİZ CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA SÜREKLİ OLARAK KÜRTLERE ZULÜM ŞİDDETLENEREK ARTMIŞTIR. 1925, 1930, 1936, 1941, 1944….. PKK TERÖR ÖRGÜTÜ DAĞA ELEMAN KAZANDIRMAK İÇİN BU ZULÜMLERİ ARGÜMAN OLARAK KULLANMIŞTIR.  

günümüz AKP iktidarına çeşitli suçlar isnad edip tenkid edenler, beğenmeyenler 50 yıl sonraki AKP iktidarına ‘değişmiştir, düzelmiştir’ diye oy verecekler midir? asla vermeyeceklerdir. Tam aksine ‘biz geçmişte AKP’nin ne mal olduğunu gördük. bir daha aynı şeyleri yaşamak istemiyoruz’ diyerek 50 sene de geçse oy vermeyeceklerdir. biz müslümanlarda tam olarak böyle düşünüyoruz. bu yazıda bir damlasından bahsettiğim ve ilerleyen yazılarda fazlasından bahsedeceğim zulümleri tekrar yaşamamak için CHP ve şürekasına oy vermiyoruz. kaldı ki günümüz chp'sinin bu zülmeleri reddetmedikleri, zülm dolu mazilerinden hiç utanmadıkları da ortadadır!


Yorumlar

Popüler Yayınlar