Türk vatandaşı cahil kürdümüzün seçim feryadı ve fetvasına cevabtır

 


cahil türk vatandaşı kürdümüz paylaştığı iletisinde: “oy kullanmanın hükmüne” dair fetva vermiştir. Fetva vermenin müfti işi olduğu her müslümanın malumudur. cahil türk vatandaşı kürdümüz fetva vermekle ‘dine karşı lakayt ve laubali bir kimse’ olduğunu açık bir surette ispatlamıştır. imam gazali okuduğunu iddia eden bu şahsın tabi’ bulunduğu mezhebin ilmihalini dahi okumadığını yazdıklarından anlamaktayız. 'fitnenin kol gezdiği yerde taraf tutmamak en doğru karardır' diye imam gazaliye nispet ettiği söz üzerinden 'laik sistemde oy vermenin hükmüne dair fetva çıkaran' cahil türk vatandaşımız, imam gazalinin o sözü ne için söylediğini dahi anlamaktan acizdir. cahil türk vatandaşımız sanki imam gazali 'laik devlette oy kullanmanın hükmünü' beyan etmişçesine konuşmaktadır.


cahil türk vatandaşı kürdümüz diyor ki ‘neden iki kötüden birini seçmek zorundayız’.


cevab: 

biz istesekte istemesekte bu ülkenin başına bir lider gelecektir. Müslümanlar olarak gözümüzü açmış, kendimizi bu sistemin içinde bulmuşuz. ehven gördüğümüz partiye oy vermek, o partinin icratlarını benimsemek manasına da gelmemektedir. biz müslümanlar oy verdiğimiz akpnin icratlarını tasvib edip rıza gösterip oy vermiyoruz. böyle oy kullanan varsa da itikadi probleminin olduğunu açık olarak söylüyoruz. müslümanlar olarak hangi parti dine daha az zarar verir diye düşüncesiyle hareket ediyoruz. dine daha az zarar vermeyeni seçmezsek, dine daha fazla zarar veren kimselerin başa geçeceği açıktır. hiçbir müslüman da bunu istemez. demek oluyor ki 'müslüman isen dine az zararı dokunanı seçmek zorundasın. çünkü iki şerrden birisi istesekte istemesekte müslümanlara ucu dokunmaktadır/müslümanları alakadar etmektedir. bu sebeple iki kötüden birini seçmek zorundayız'.


iki şerrden birini seçmemek de bir tercihdir. iki şerrden birini seçmezsek, dine en az zararı dokunanı seçmeyip, dine daha fazla zararı dokunan kimselere destek vermiş olmaktayız, anlaşılıyor ki oy vermek meselesinde iki şerden birini seçmek 'bir mecburiyettir/zorunluluktur'.


Müslüman ve Kürt olduğunu söyleyenler, 'oy kullanmanın hükmünü' diledikleri alime sorabilirler. şayet bu alim ehlisünnet bir fakih ise size "ehven olanı kerhen seçebilirsiniz" diyecektir. ehven olanın ise akp olduğu aşikardır. Bu alim selefi görünümlü vehhabi ise "oy kullanmayın, bu şirktir" diyecektir. netice itibariyle tayyibe kafir, seloya kafir, apoya baş kafir diyecektir. zira bunlar Allah'ın kanunları ile idare olunmayı reddeden ve oy kullanan kimselerdir.



'başkan aponun heykelini dikeciğiz' diyen selahaddin demirtaş, selahaddin demirtaşa ‘siyasi tutuklu’ diyen cahil türk vatandaşı kürdümüz.


bir şahsın itikadını en iyi yazdıklarından anlaşılır. aponun kitapları da ortadadır. dini inkar edici sözlerini nakletmeğe lüzum yoksa da dileyenler basit aramalarla bulabilir. apo için 'sonradan dönmüş müslüman olmuş' yahut 'nerden biliyorsun, belki müslümandır' demek hiçbir şey ifade etmemektedir. zira umama açık işlenen günahlar, umama açık tövbeyle, tecdidi iman gerektirir. mürted olan tövbe ile dönüp iman etmedikçe müslüman olamaz. (yani sadece iman ettiğini beyan etmek/kelime-i şehadet getirmek yetmemektedir. evvelen mürted olmasına sebeb olan sözden cayacak, tövbe edecektir).


aponun itikadı ortadadır. selahaddin demirtaş böyle bir adamın heykeli dikeceğiz demesi bunun da apo ile aynı ayarda, aynı fikre, aynı dine sahip olduğunun en büyük göstergesidir. cahil türk vatandaşı kürdümüz, selahaddin demirtaş terörist değildir diyorsa, apo'da terörist olamaz. cahil türk vatandaşı kürdümüze göre, bunların her ikisi de siyasi tutukludur.


iman ehli müslümanlar zalim idareciye isyan etmenin caiz olmadığını bilirler. şeyh said isyan etmiş, fakat kürt alimi saidi nursi bunu tasvib etmemiştir. ülkede kürtlere baskı, zülm vs. varsa dahi bu kürtlere isyan etmek hakkı vermemektedir. kafir olan kürt kesimi dinin bu kaidesine uymayıp isyan edebilir. fakat müslüman kürtler zalim idareciye isyan edip kendini ve masum kimselerin canını tehlikeye atmayacağını bilir. imam gazali ihyasında zalim ve fasık idarecinin kanununa uymanın vacib olduğu da yazmaktadır


apo ve takipçisi selahaddin demirtaşın terörist oldukları, aponun dine inanmadığı, selahaddinin ise dine inanmayan aponun heykelini dikeceğini ilan etmesi gösteriyor ki: 'müslüman kürtler bunları asla tasvib edemez' ve dahi aleyhinde konuşmaları, insanları bunlardan sakındırmaları gerekir. Kafirin, bid'at ehlinin, münafıkların yahut aleni günah işleyenlerin arkasından konuşmak gıybet olmaz, bunların günahlarını Müslümanlara anlatmalı, ibret almalı, şuur kazanmalıdır.


Yorumlar

Popüler Yayınlar