Sözlükler I

 

SÖZLÜKLER I

Kamus ala vezni namus

(Lügat bilmeyenin ilmi namusu yoktur)

Dünya tarihinin bilinen en eski sözlüğünü (MÖ 2300) Urra hubullu sözlüğüdür.[1] Bu sözlük, Sümerce ve Akadça olarak kil tabletleri üzerine yazılmıştır. Günümüze ancak bir kısmı kalabilmiştir.  Ecnebiler her iki dile dair ders kitapları da telif etmişlerdir. Bundan başka milattan öncesine ait sözlükler yunanca ve çince dillerine aittir. Kâğıdın bulunmasıyla sözlükler kâğıda yazılmaya başlanmıştır. Urra hubulludan 1800 sene sonra Protagoras, 'glossai' ismini verdiği sözlüğü yazmıştır. Bundan sonra da eski Yunanca sözlükler yazılmıştır. Çince en eski sözlük ise (MÖ. 3. asır) Er-ya isimli sözlüktür. Hinduların klasik dili Sanskritçenin ilk sözlüğü de (MS 300 yılları) Amarasimha tarafından yazılan Amarakoşa’dır. bu ilk sözlük çalışmalarından sonra dünya çapında sözlük yazımı geliştirilmiş farklı uygarlıklarda sözlükler yazmışlardır.

Sözlükler dini, ticari vb. ihtiyaçlar sebebiyle ortaya çıkmıştır. Araplar sözlük karşılığı olarak mu’cem (معجم) kelimesini kullanırlar. Mu’cem esasında hadis ilmiyle ilgili bir kelimedir. musannifin şeyhlerinin isimlerine göre düzenlenen hadis kitaplarına mu'cem denir. el-Mu'cemu'l-Kebîr, el-Mu'cemu'1-Evsat, el-Mu'cemu's-Sağir kitapları meşhurdur. Tabi buradan hadis bulmak zordur zira hadisler konularına göre yazılmaz, ravilere göre yazılırlar. Mu’cem terimi muhaddislerden lügat alimlerine intikal etmiş, sözlük manasına kullanılmıştır. Sonradan da (قاموس)‘kamus’ kelimesi  sözlük alimleri tarafından eserleri için kullanılmış ve yaygınlık kazanmıştır. Araplar erken devirlerden itibaren dini anlamak namına sözlük yazımına ehemmiyet vermişlerdir. Sahabiler Kur’an-ı kerimde geçen bir kısım kelimeleri cenab-ı peygambere soruyorlar, peygamberde manalarını veriyordu. Sözlük çalışmaları böylece başlamıştır denebilir. Peygamberden sonraki devirlerde sözlük çalışmaları hız kazanmış, irili ufaklı pek çok sözlük yazılmıştır. Maddeleme suretiyle yazılan ilk arap sözlüğü ise (786) kitabul ayn’dır. Bu kitap Arap sözlükçülüğün temelidir denebilir. Arapların bu çalışmaları sonraki asırlarda farklı coğrafyalarda yaşayan müslümanlara da örnek teşkil etmiştir.

İki dilli sözlüklerin kökeni 10. asıra kadar gitmektedir. Türkçenin bilinen ilk sözlüğü olan ‘divanü lügatit türk’de 11. asır karahanlı devrine aittir.  Kaşgarlı Mahmud bu kitabı Araplara Türkçeyi öğretmek maksadıyla yazmıştır. Türklerin islamiyeti kabul senelerine müteakip, başta Araplar tarafından çeşitli sözlüklerin yazıldığını görmekteyiz. Sonraki yüzyıllarda Anadolu’da Arap sözlük geleneği takip edilerek muhtelif dillerde sözlükler yazılmıştır. Tabi sözlükler birbirlerinin tekrarı değillerdir. Zamanla çeşitli ekoller ortaya çıkmıştır. Sözlükler böylece birbirlerinden ayrılmışlardır.[2] Öyle zannediyorum ki sadece osmanlıda mansur ve manzum sözlüklerin sayısı birkaç yüzü bulur. Şarkiyat çalışmaları neticesinde ise günümüze kadar 30 küsur farklı dilde 500’e yakın sözlük yazılmıştır. Bu kadar çok sözlük yazılmasına eğitim öğretim faaliyetleri sebep olarak gösterilebilir.

Osmanlı döneminde en çok Arapça-Türkçe / Türkçe-Arapça sözlük yazılmıştır. İkinci olarak Farsça-Türkçe / Türkçe-Farsça sözlükler gelir. Son olarak Arapça-Türkçe-Farsça şeklinde üç dille yazılmış sözlükler görülür. Bunlarla beraber Yunanca, Süryanice, İbranice, Rumca, Ermenice, Moğolca, Çağatayca, Hintçe, Fransızca, Almanca, İngilizce, gibi dillerde sözlüklere de rastlarız.  



[1] Urra ubullu kelimeleri sözlükte karşılığı verilen ilk kelimelerdir. Bu sebeple sözlük böyle anılmıştır.

[2] Teknik bir mesele olduğu için bu bahsi geçiyoruz. Fakat mevzuu bahis ekollere dair malumat için ‘Osmanlı dönemi Türk sözlükçülüğü’ isimli kitaba müracaat edebilirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar