Köpeklerin tarihteki durumu

 

Eski devirlerde köpeğin kebabı yapılırdı…

Köpekler, Adem oğlunun yeryüzünde en çok yararlandığı hayvanların başında gelir. Tarih boyunca neredeyse bütün topluluklarda köpek çeşitli vesilelerle efsanelere ve yazılık kaynaklara geçmiştir. Köpeklerden kuvveti yanı sıra etinden de faydalanılmıştır. Eski zamanlarda asya, afrika ve amerki kıtalarında bulunan bazı kavimlerde köpek eti gündelik gıda olarak tüketilirdi. Öyle ki etraflarında yenilebilir hayvan türü fazla olmasına rağmen köpek etini çoğu zaman tercih etmişlerdir. Hipokrat’ın rivayetine göre Eski Yunan ve Roma’da özel günlerde köpekler kebap edilir, ziyafet sofralarını süslerdi. Bilhassa Eski Roma’da ziyafetlerin cümlesinde köpek kebabı bulundurmak adet olmuştu. Eski mısırda köpek yenmez kutsal sayılırdı. Köpekler öldüğünde de bunlara mezar tahsis edilirdi.

Avrupa tarihlerinden birisinde miladi 3. asırda köpek etinin nasıl yenmeye başlandığı şöyle anlatılmaktadır; Bir mabedde köpek kurban edişmiş pişiriliyorken etin bir parçası yere düşmüş, kahinlerden birisi eti almış ve kazana atmış. Fakat et sıcak olduğundan etin harareti parmağında kalmış parmağı yanmış. Gayrı ihtiyari elini ağzına götürmüş. Bu surette etin leziz olduğunu anlamış. Bundan sonra her köpek kurban edildiğinde etinden kebap suyundan çorba yapılmış. Bir zaman sonra etraftaki insanlarda bu etten tatmak merakına düşmüşlerdi. Başta ufak köpekler yenmeye başlandı sonra büyük köpeklerin tadı merak edilmiş olacak ki büyük köpeklerde avlanır yenilir olmuşlardı.

Tarihte durum böyleyken Çin’de bugün dahi bizde tavuk beslenip yenildiği gibi onlarda kafeslerde köpek semirtir daha sonra da kebab edip yerler.

Türklerde köpeğe bakış

Türkler, pek çok hususta olduğu gibi köpek sevgisi noktasında da eski kavimlerden ayrılırlar. Bunlar hayvanlara bilhassa köpeğe karşı hürmetkar olmuşlardır. Öyle ki proto-Bulgarların köpeği ilah edindiklerine dair yabacı kaynaklar zikretmektedir. Köpek tarih boyunca Türklerin hayatlarında yer almıştır. Efsaneler de türklerin çoğunda mevcut olan On iki hayvanlı Türk takviminde de köpeğe “it” adıyla rastlarız.

Türklerde Şamanların, barak ile göğe yükseldiklerine inanılırdı. Ayrıca bunlar köpek motifli eşyaları boyun ve kollarına takıştırırlardı. Köpek havlaması ruhlara bir nev’i çağrı olarak kabul edilirdi. Halk inançlarında köpekler çoğu zaman iyi bir şekilde anılmışlardır. Genel olarak nakledilenlere baktığımızda İslamiyetten evvel köpeğin Türkler arasında murdar bir hayvan olmadığını görmekteyiz.

Eski Türklerde köpeğe “barak” yahut “it” denilirdi. Efsanelerde daha ziyade “barak” geçmekle beraber it-barak terkibi beraberde kullanılmışlardır. Hatta tarihte itler kavminden de bahsedilir. Bugün it’e “köpek” diyoruz. Köpek kelimesi de eski Türkçe de “köp” fiilinden gelmektedir.

İslam ve Osmanlı devrinde köpeğe bakış

Ruhul beyan tefsirinde köpeğin yaratılması anlatılır. Hazreti Adem’in yaratılması sırasında, Hazreti Adem’e henüz ruh verilmemişken şeytan kendisine tükürür. Cebrail ise Allah’ın celle celaluhu’nun emri ile şeytanın tükürdüğü bölgeyi alıp atar. İşte bu atılan kısımdan köpek yaratılmıştır. Buna mebni olarak köpek, insana sadık ve yakın oldu. Tükürükten dolayı da ısırgan oldu.

İslam dinine göre, bekçinin bekçi köpeği, çobanın çoban köpeği, polisin de arama köpeği beslemesi caizdir. köpek Necistir. Fakat İslamda Köpeğe düşmanlık yoktur. Bekçilik ve av dışında hobi olarak köpek besleyenin günbegün sevapları gider. Evde köpek beslenmez. Beslenen eve de melek girmez. Evin bereketi kesik olur.

Köpek eski devirlerden beri av için kullanılmıştır. Araplar ve Türkler av için yırtıcı kuşları ve köpekleri kullanmışlardır. Halifelerin pek çoğu ava meraklıydı. Haliyle köpeklere de meraklılardı. Yezid b. Muaviyenin köpekleri meşhurdur. Köpeklerine altından tasmalar taktığı her birine ayrı hizmetçi tahsis ettiği nakledilir. Köpekler ayrıca önemli birer hediyeydi.

Selçuklu sultanlarından da köpeğe ve ava meraklı olan kimseler vardı. Anadolu Selçuklularında av işlerini yürüten kimselere ‘emir-i şikar’ denirdi. hatta meşhur sadeddin köpek I. Keykubadın emir-i şikarıydı.

Osmanlı zamanında Yeniçeriler içinde saksoncular vardı. Bunlar bugün wolfdog ismi verilen köpekleri Av için beslerlerdi. Devlet bunların masraflarını karşılardı. Bu köpeklerle genelde ayı avına gidilirdi. Bundan başka Yeniçeri ocağında zağacılar vardı. Bunlarında köpekleri vardı. Devlet bunlara da bakardı. Yine ocakta Segbancılar vardı. Seg farside köpek, segban köpek bakıcısı demektir. Bunlarda av ve savaş köpeği bakar, eğitirdi. Sekban fırınında ocağın ve köpeklerin yemek ihtiyacı giderilirdi. Kuş için ayrı, domuz için ayrı, ayı için ayrı cins köpekler yetiştirilirdi. Köpeğin iyi eğitilmesi gerekirdi. Zira fıkhen köpeğin avcı olmasında birtakım şartlar vardır.

Osmanlı padişahları arasında avcılığa meraklı pek çok padişah vardır. II. Osman, IV. Murad, I. İbrahim, IV. Mehmed, II. Ahmed ve daha niceleri av seferleri düzenlerlerdi. Evliya Çelebinin anlattığına göre köpekler eğlence maksadıyla da insanlar tarafından kullanılmıştır. 

Tarihte köpek düşmanı kimselerde vardır. Moğol hükümdarı cengiz han işgal ettiği beldelerde köpel ve kedi canlı ne vardıysa katlederdi. 

 Köpekler çeşitli kitaplara da geçmiştir. Avcı kuşların talim ve terbiyesinden bahseden baznamelerde köpeklere dair bilgilere de rastlamak mümkündür. 

(1910 senelerindeki köpek katliamını da nasib olursa başka bir yazımızda yazacağız)

Yorumlar

Popüler Yayınlar