Cariyelik üzerinden İslam'a saldıranlar
Nisa suresi 24.
Ayette Allah “(Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli
kadınlar da size haram kılındı. Allah'ın size emri budur. Bunlardan başkasını,
namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz
size helâl kılındı. Onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan
mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı
anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.”
Kafirler bu ayeti
gösteriyor ve netice olarak diyorlar ki ‘Kafirlerin eşleri, müslümanlara
helaldir’. En başta böyle bir cümle kurarak bizlere maksadlarının ‘insanları
aldatmak’ olduklarını gösteriyorlar. Çünkü İslam dinin de "kafirlerin hanımı
müslümanlara helaldir" şeklinde bir hüküm yoktur. Olmadığı halde
kafirler daha meselenin başında böyle konuşuyorlar. Çok açık ve net olarak
görülüyor ki bu kafirlerin maksadları insanları aldatmaktır.
Kafirler nisa
suresi 24. Ayet için ‘beydavi, nesefi, kurtubi, taberi, dürrül mensur, ebussuud,
tefsiri kebir, semarkandi, ruhul beyan, Elmalılı gibi tefsirlere bakıyorlar. Güya
müslümanlara islamın ne kadar kötü olduğunu kaynaklarla göstermeye çalışıyorlar….
Bu bir komedidir.
Kafirler en
başta tefsirin müslümanlara neyi ifade ettiğini bilmiyorlar. Evvela bunu izah
edelim. Biz müslümanlar tefsirden yahut hadisten hüküm çıkarıp bu hükümle
amel etmeyiz. Biz amel edilecek hususları mesela cariyelik ile ilgili
herhangi bir meseleyi direkt olarak ayetten, hadisten yahut tefsirden alıp amel
etmiyoruz. Hatta dini direkt olarak ayet, hadis ve tefsirden
anlamanın/öğrenmenin mümkün olmadığını da söylüyoruz. Demek ki tefsir yahut
cariyelik meselesini öğrenmek ve tatbik için ‘işin ehli’ olanlara
müracaat ediyoruz. Bu hususta ehil olanlar yani bize amel edilecek hususları
bildirenlere de ‘fakih’ diyoruz. Fakihler, kur’an-tefsir-hadis vesaireye
bakarlar ve netice itibariyle ameli hükümleri çıkarırlar. İşte bizde
cariyelik meselesinde fakihlere bakacağız. Kafirler bize niye tefsirlere
bakmıyorsunuz diye itiraz etmeye hakkı yoktur. kaldı ki bu işin
uzmanları zaten tefsfirlere de bakmışlar ve biz müslümanlara yol
göstermişlerdir. Yani biz fakihlere bakmakla zaten tefsire hadise vesaireye
bakmış oluyoruz.
Cihad denilen
savaş, kadın, mal, şan şöhret, fetih için yapılmaz, tam aksine yaşatmak için
yapılır. Eğer cihad öldürme, mal, kadın, toprak, şan için yapılsaydı direkt
olarak karşıdaki devlete saldırılırdı. Fakat cihatta karşı tarafa direkt olarak
saldırılmaz. Çünkü peygamberin talimatı vardır. Buna göre düşmana denk
gelinse önce islama davet edilir. Kabul edilirse bunlarla savaşılmaz, kadınları
ve malları da ganimet olmaz. İslam davetini kabul etmezlerse bu takdirde
bunlara cizye vermeleri teklif edilir. Bunu kabul ederlerse yine savaşılmaz,
malları kadınları ganimet olmaz. Bu da kabul edilmezse o zaman savaşılır. Savaş
kazanılırsa da bunların kadınları malları ganimet olur. En meşhur fıkıh
kitabımız İbn Abidinde böyle yazar.
Maksad kadın,
toprak, köle, para vesaire olsaydı bu teklifler yapılmadan direkt olarak
saldırılması gerekilirdi. Halbuki bu saydığımız teklifler yapılırdı. Hatta
peygamber efendimiz bir diğer talimatında ilk saldıran da siz olmayın diyor.
kadınların köle
edinilip ilişki de kullanılması ancak meşru bir cihada, islam devleti
olmasına ve halife olmasına bağlıdır. Bunlar bugün var mıdır? Yoktur. öyleyse
kölelikte şu anda yoktur. kafirler müslümanlara güya İslamın gerçeklerini anlatıyorlar.
Peki Böyle şeylerden hiç bahsediyorlar mı? Bahsetmezler. Şimdi biz kafirlere soruyoruz.
Madem islamı anlatıyorsunuz o halde ‘meşru cihat nasıl olur?’ İslam kumandanı
bir sabah uyanıp ‘ordular toplanın şurayı beğendim buraya saldıralım mı diyorlar?’
cihad kararı nasıl ve neye göre alınıyor?
İslam’da köle evlat gibidir.
Mülkiyet nikah gibidir.
Kişi mülkü olan cariyeyle ilişkiye girecekse, cariyenin bir defa hayz görmesi
beklenir ki hamile olup olmadığı anlaşılsın, daha sonra ilişkiye girebilir. Çünkü
Cariye böyle kimsenin nikahlı karısı gibidir. Yani efendisi cariyesini başka
erkeğe bir gecelik, iki gecelik veremez. Başka bir kimsenin cariyesiyle
ilişkiye girmek isteyen o cariyeyle ancak nikah kıymalıdır ve sayı sınırına
uymalıdır. Bir cariyenin iki sahibi olsa ikisi de cariye ile ilişkiye
giremez. Müslüman erkek putperestle nikah kıyamadığı gibi böyle bir
cariyeyle de ilişkiye giremez. Bir efendi cariyesini başkasıyla
nikahlayabilirse de artık onunla da cinsel ilişkiye giremez.
Erkek mülkiyetinde
bulunan bütün cariyelerle ilişkiye girebilir. Bununla beraber efendisinden çocuk
doğuran cariye hür olur. Bir kimse sahip olduğu cariyeyi ilişkiye
zorlaması uygun değildir. Cariyenin hukuki olarak ilişkiyi reddetme hakkı
yoksa da cariyenin rızası gözetilir. Asla kötü muamele yapılması caiz
değildir.
Nasıl ki
evladın vazifesi anne babasına hizmet etmekse cariyenin vazifesi de efendisine
hizmet etmektir. Fakat bu hizmetinde sınırları vardır. Efendi, cariyesine ‘gücü’
yetmeyeceği işi teklif etmemesi, zorlamaması gerekir. Örfe göre cariyeler ne
iş yapıyorsa ona da aynı işler verilir.
Erkeğin, cariyesi
olduğu gibi kadının da kölesi(erkek) olabilir. fakat kadın bununla ilişkiye
giremez. ancak azat edip evlendiği takdirde ilişkiye girebilir.
Biz müslümanlar
olarak bu hukuku kabul ediyor, iyi görüyoruz. Fakat geçmişte bu hukukun dışına
çıkan yani cariyeleri istismar edenleri de şiddetle kınıyoruz, tasvip
etmiyoruz.
SON SÖZ
Köleliğin olmadığı
zamanda yaşayan islam düşmanı kafirler kalkmışlar islam hukukunda köleliğe dair
hükümleri kötü görüyorlar. Acaba bu kafirler, köleliğin olduğu ve iyi görüldüğü
yıllarda yaşasalardı aynı şeyleri söyleyecekler miydi? Öte yandan bu kafirlerin
‘kötüdür’ dediği şeyi, biz niye ‘kötü’ kabul edelim? Kafirler de Müslümanlarda etten
kemikten insanlarız. Kafirlerin kötü dediği kötü oluyor da Müslümanların iyi
dediği niye iyi olmuyor?
Kafirlere nikah
nedir diye soruyoruz? Nikah denilen akid kafirler için neyi ifade ediyor da
kalkıp bir de mülkiyeti nikah olarak görmüyorlar? cariye ile nikah kıyılmaz
çünkü bunu mülk edinmek zaten nikahtır. Cariyeye hür kadın gibi nikah
kıyılmıyorsa da ne olmuş? Bunlara hayvan muamelesi mi yapılmıştır? İslam hukukunda
bunları istismar edecek bir hüküm mü vardır? üstelik hür kadın ile cariye
sadece cinsel ilişki açısından da ayrılmaz. Hür kadının işlediği suçu cariye
işlese bunlar aynı cezayı almazlar.
Zavallı kafirler,
insanlara islamın ne derece kötü olduğunu ispat için cihatta elde edilen
kadınlarla cinsel ilişkiye girme meselesini anlatıyorlar. fakat yukarıda
yazdıklarımızı anlatmıyorlar. Çünkü islam düşmanı kafirlerin en büyük özelliği sahtekar
olmalarıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder