Alevi kaynakları: İmam Cafer Buyruğu
ALEVİ KAYNAKLARININ TENKİDİ
Bölüm I
Giriş
Aleviler kaynaklarının azlığını itiraf etmektedirler. Sözlü bir kültüre sahiptirler. Kaynak azlığını da böyle izah ederler. Alevilerin kaynak olarak önümüze koydukları kitaplara baktığımızda bunların birer kaynak değerlerinin olmadığını görürüz. Bazılarının ise Alevilikle ilgisi yoktur.
Çeşitli
Alevi sitelerinde Alevilerin temel kaynakları olarak zikredilen eserler listelenir.
Bunların kaynak değeri nedir, bu
eserleri yazanlar kimlerdir. Kısa birtakım izahlar ile bu hususları
tartışacağız. Bu yazı serimizde ilk inceleyeceğimiz eser İmam cafer buyruğu
olacaktır.
Bölüm II
İmam Cafer Buyruğu
Buyruklar alevilerin değimiyle temel kaynaktır. Hatta derler ki buyruk bir nevi ilmihaldir. Temel bir kaynakla karşı karşıyayız. Ama ne hikmetse Buyruk adı altında çeşitli zatlara başta imam cafer sadıka isnad edilen risaleler, bir sened olmaksızın sadece bunlara ait olduğu düşüncesiyle sahih olduğuna inanılır. Esasında Alevilerin, İmam cafer buyruğunun, imam cafere ait olduğunu düşünmekten başka çareleri de yoktur. Buyrukları kim yazmış, kim toplamış meselesi sadece Alevilerin değil dünya toplansa işin içinden çıkılamayacak bir meseledir.
Peşinen söylemeliyiz ki İmam cafer buyruğu ismindeki kitabın, imam cafere nispeti tamamıyla uydurmadan ibarettir. Buyruklara baktığımızda bunlar XVI. Asırdan öncesine gitmiyor. Buyruklar’da İmam Cafer’den asırlar sonra yaşamış ‘Nesimi, Şah İsmail, pir sultan abdal, Kaygusuz abdal’ın deyişleri vardır. Kısacası bu Buyruğu, Caferi sadıka nispet etmenin hiçbir ilmi dayanağı yoktur. ‘Düşünmek’ aleviler için ilmi bir dayanaksa bunu bilemiyorum. Bizde bunların Şii safevilerin propaganda ürünleri olduğunu düşünüyoruz. Üstelik bu düşüncemizin de bir kaynağı vardır.
Aleviler tarafından kutsal kabul edilen buyrukların çeşitli neşirleri vardır bunlara bakılırsa, bir birlerin den ne kadar farklı olduğu görülecektir. Temel kaynak kabul edilen bir metnin ne kadar temelsiz, uydurma bir metin olduğunu anlatmak için daha fazla kelam sarf etmeninin lüzumu yoktur.
Alevi piyasasında iki meşhur buyruk yayını vardır. Bunlar Sefer Aytekin ve Fuat bozkurt tarafından neşredilen buyruklardır. Farz edelim ki İmam cafer buyruğunun bir kısmı imam cafere ait olsun peki bu buyrukta ne yazıyor? Adı geçen iki şahsın neşrettiği buyruklara göre;
Allah'a iman buyruklarda ifade edilen ilk husustur. Buyrukta meleklerde, özellikle cebrailden bahsedilir ki bu da meleklere iman edildiğini gösterir. Kitaplara iman hususu açıkça belirtilir, 4 kitap ismi zikredilerek bunların insanlara doğru yolu gösterdiği bildirilir. Peygamberlere imanda görülür. Ahiret inancı, azap çekileceği, mahşer günü, öbür dünya, cennet, cehennem kelimeleriyle anlatılanlar ile de Ahiret gününe iman edildiği görülmektedir. Kadere iman etmek açıkça görülmezse de buna dair işaretler vardır. Kısacası ehlisünnetteki imamın şartlarına benzer hususlar görülür.
Bahsi geçen kitaplarda Oruç-namaz-hac-zekat-kelime-i şehadet Muhammed alinin buyruğu olduğu net olarak görülür. Aleviler diyecekler ki namaz sünni namazı değil duadır. Hayır efendim, buyruklarda pirin çerağ gibi doğru durması, fitil gibi yanması, yağ gibi erimesi… cümlelerinden kıyam rükü secde görülüyor. Üstelik namazın duadan ibaret olduğuna dair tek bir cümle yoktur.
Buyrukta
oruçta geçmektedir. Pir, muharrem orucu, üç Hıdırellez, kırkı sekiz Perşembe
orucundan bahseder bunların hak olduğunu söyler. Kırk sekiz Perşembe orucu ne
demektir. Ramazan orucu mu demektir. Bu konuyu alevilere havale ediyoruz. Zekattan
tafsilatlı şekilde bahsedilmemiştir. Fakat farz olduğu kabul edilmiştir. Haccında
yerine getirilmesi gerektiği vurgulanır. Buradan haccın farz olduğu anlaşılmasa
bile yerine getirilmesi gerektiği cümlesinden en azından vacip olduğu
anlaşılabilir. Birçok büyük günah sayılır bunlardan birkaçı, zina etmek, namazı
terk etmek, faiz yemek, içki içmektir. Cünüp iken dolaşmak yasak edilmiştir. Alevilerin
çoğunluğu bugün hacca gitmez, içki ehline helaldir derler, gusül abdesti de
almazlar.
Yorumlar
Yorum Gönder