ALİ KEMAL MERAM – PADİŞAH ANALARI

İddia odur ki bu kitapta şimdiye kadar hiç açıklanmayan gerçekler göz önüne seriliyor. Tabiri caizse ‘osmanlıların soyları ve kan bağları ifşa ediliyor. Bunun yanı sıra Osmanlının Türk toplumunu nasıl ezip yok ettiği anlatılıyor. Osmanlılar hakkında bugüne kadar anlatılanların yalan olduğu söyleniyor. Kitabın yıllar süren bir uğraş neticesinde yazıldığı söyleniyor, üstelik gerçeklerinde ancak binde birinin sunulduğu, aksi taktirde on cilde bile sığdırılamayacağı söyleniyor.

Ortalama kültüre sahip hiçbir Kemalist bu kitaba rağbet etmez. Neredeyse tamamı uydurmadır, fantezi eseridir, ilmi hiçbir kıymeti yoktur. Osmanlıya hakaret, nefret ve tekrarlardan ibarettir. Bu kitabı okumak bir eziyet olacağından kitapta işlenen temel birkaç meseleye değineceğiz.

Kitap Osmanlıların Türklere olan düşmanlığını, nefretini anlatıyor. Bu anlatımını da padişahın siyasi maksatlarla yaptıkları evliliklerle taçlandırıyor. Evvela dinimizin ehl-i kitaptan kız almaya ruhsat verdiğini bilelim.  ehli kitaptan kız alınmasında dinen yasak yok ise Osmanlı padişahları Müslümanlarca yanlış yapmamıştır. Türk ırkının saflığına leke sürülmesine tahammül edemeyen, Ehli kitapla evlenmeyi hor hakir görenlere, ‘çinli prensesleri gösteririz’.

Malumunuzudur, Türk kağanlar, çinli prenseslerle evlenmiştir. Çin hükümdarlarından türk kızı alanlarda vardır. Ali kemal meramın mantığıyla göktürkler’de çinli prenseslerle evlendiği için türk düşmanı olmuş oluyorlar. Halbuki türkler siyasi maksadlarla komşularıyla akrabalık kurmuşlardır. Siyasi evlilikler de Büyük Hunlarla birlikte başlamıştır. Uygurlar da VIII. Asırdan itibaren çinli prenslerle evlenmişlerdir. 13 uygur kağanı vardır. bunlardan 5 kağanın baş kadını çinlidir. Tarihte pek çok hanedan siyasi amaçlarla yabancı kadınlarla evlilik yapmıştır.

Netice olarak diyebiliriz ki ‘padişahların yabancılarla yaptıkları evlilikler türk düşmanlığı olarak değerlendirilemez’. Osmanlı türke ve Türkçeye düşmandı diyenlerin ve tarihçi geçinenlerin, tarih bilgisi Ali kemal meram kadardır, belki de daha azdır.

Osmanlı padişahları çeşitli maksatlarla yabancı kadınlarla evlenmişlerdir. Yabancılarla evlenilmese belki de hanedan bu kadar uzun süre devam edemeyecekti.

Son olarak, Osmanlının türke ve Türkçeye düşman olmadığına dair siz değerli okuyuculara fikir vermesi açısından diyebilirim ki ‘osmanlı hanedanı kendisinin türk olduğunu biliyor hatta uydurma şecereler ile kendi nesillerini oğuzhana kadar götürüyorlardı. Bu şecerelere kroniklerde rastlana bilir. Ulemanın çoğu türktü. 1680’lerden itibaren türk görevlilerinin de sayısı arttı. Osmanlı ilk zamanlarda Türkçeyi resmi dil ilan etmişti. Araştırmaya göre Osmanlıda 2000 küsur astronomi eseri yazılmış bunların yarısı Türkçedir. 1000 küsur matematik eseri var yarısı Türkçedir. Diğerlerinde ise 3 dil ortak kullanılmıştır. Coğrafya eserleri 1600 küsurdur, %95’i Türkçedir. Tarihçilikte de durum aynıdır. Türkçe bilim dili olarak yaşamıştır. Bunları kimse inkar edemez.

Osmanlı türke düşman değildi fakat Cumhuriyet türke düşmandı.

Ali kemal meram bey, timurun türk düşmanı olduğunu söylüyor. Türk düşmanı bir şahsiyet olan timur, cumhuriyetin bilhassa ilk devirlerinde seviliyordu. Zira Osmanlıyı yenmişti. Öyle ki Atatürkün en beğendiği kumandanlar arasında timur da yer alırmış. Ankarada hizmet veren Esenboğa havalimanın ismi nereden geldi dersiniz? İsen buga isminden gelir ki isen buga da timur generallerindendir.

Toplumsal tarih dergisinde (2011-205.sayı) yazdığına göre avrupadan 10 takım kafatası ölçme aleti getirilmiş. 1937 senesinde türkiye 10 bölgeye ayrılarak kadın erkek karışık toplamda 64.000 kafatası ölçülmüş. Uzatmadan neticeye gelelim. Bu 64.000 ölçüm Türk antropoloji mecmuasında ara ara yayınlanır. bu işlerin başında Şevket aziz kansu vardır. ölçümlerin nihai sonucu olarak demiştir ki ‘Türkler ile Fransızların kafa tası aynıdır, Türkler Avrupalılardan gelmedir’. Yani demek istiyor ki Fransız kafatasları kaliteli oluyor. bizde onlara benzediğimiz için avrupadan geldiğimiz için kaliteli oluyoruz. İşte böyle, Fransız kafatasına benzemek iftihar edilecek bir şey mi gibi anlatılmıştır. Bu tarihi hakikatler çoğaltıla bilir.