BAHARAT YOLU VS İPEK YOLU III
Bu yazı bir önceki yazımızın devamıdır. İlk iki yazıyı okumadıysanız okumanızı şiddetle tavsiye ederim. İlk iki yazımızda İslam ve kadın başlıklı 3.5 saatlik videonun birer saatlerini konu edinmiştik. Bu son yazıda mevzuu bahis videonun son 1.5 saatlik kısmını inceleyeceğiz. yazıyı uzatmamak için abi dediğimiz adamın her hatasını yazmadık. (italik yazılar videoda konuşan abi diye hitap ettiğimiz adama aittir)
+İslam sana çarşaf emretmez,
birde yobazlarımız var. Çarşaf diye bir şey yok. islam yaşadığımız örf ve kültürümüz
de ana şer’i hukuk içinde toplumun gözüne batmayıp, aaa ne güzel kız denilmeyecek
şekilde örtünmenizi emrediyor.
Ehlisünnet alimler ‘kur’an ve hadisin
tarif ettiği kıyafetin çarşaf olduğunu söylerler. Niye böyle söylerler çünkü Ahzap
suresi 59. Ayeti kerime ve rivayetler ‘çarşafı’ gösterir. Çarşafı kelime olarak
göremeyiz çünkü çarşaf arapça değildir. İnsanlar kelime olarak görmeyince çarşaf
yoktur diyorlar. bakınız 20. Asrın büyük ehlisünnet uleması tesettür için çarşafı
tarif etmiştir. Bununla beraber tek tesettür çarşaftır da dememişlerdir.
Dünden bugüne ne değişte de çarşaf diye bir şey yok deniyor. Şu günümüze
bir bakın! Çarşafı tartışmak bir kenara dursun 50 kat çarşaf giymelidir. Çarşaf
diye bir şey yok demek, cahilliktir.
kadının kalça, omuz, göğüs, bel, ayak vesaire uzuvlarını belli etmeyecek, peygamberin hanımlarının giydiği gibi siyah olacak, transparan olmayacak, dikkat çekmeyecek bir kıyafeti abimiz uzay teknolojisiyle tasarlarsın, sonra kalkıp çarşaf yoktur, işte kızlar bu vardır, bunu giyin desin. son olarak islam örfe itibar eder ama dine aykırı olmayan örfe itibar eder. bunu da aklımıza iyice kazıyalım.
+islam
şekil dini değildir. Eğer şekil dini diyorsanız islamda şalvar yok entari var. Hakkaten
sünnet istiyorsanız, donunuzu çıkarın peygamberin donu yoktu.
İslam’da şalvar yok diyor. Nasıl saçma bir cümledir bu? Peygamber
şalvar giymedi derse bir nebze anlarız. İslam’da şalvar yok demek ne oluyor?
Abimiz zannediyor ki ‘peygamberin yapmadı/giymediği şeyler islam’da yoktur. kafaya
bak hizaya gel!
Peygamber entari, rida ve izar giyerdi. İzar, alt kısma dolanandır. Biz izara peştamal diyoruz, bu bele sarılır, etek gibi durur. Entari, ayaklara kadar uzun gömlektir. Rida ise üste atılır, yani belden yukarıyı örten elbiseye denir. Peygamber devrinde bunlar giyilirdi. Peygamberde bunları giymiştir. O devirde seravil/iç donu'da vardı. Seravil, izardan daha iyi örtmektedir. Peygamber iç donu da giymiştir. Osmanlı ecdadımız iç donu ve şalvarı kullanmıştır. Osmanlı ecdadımız şalvar giymiştir diye sünneti çiğnemiş olmadı. Aksine ‘avret yerini ve vücut hatlarını belli etmeyerek’ islamın emrine uymuş oldular.
Şalvar,
sarık, cübbe vs giyen şekilcilik mi yapıyor yoksa islamın emirlerine mi uyuyor? Kimin
ağzından ‘islam şekil dinidir’ diye duydun? Bir de kalkıp don edebiyatı
yapıyorsun!
Abimiz diyor ki ‘Sünnet istiyorsanız donunuzu çıkarın’, ‘be adam! donsuz gezmenin sünnet olduğunu nerden çıkardın?’ Tevhid ocağı fedailerine şuur aşılayacak abimizin yaklaşımlarına bakın…içler acısı bir durum
+adam
bana (kadir Mısıroğlu) yıllarca, boynunda kravat, kafasında Fransız fesiyle
cumhuriyeti kötüledi. Yezidi de mübarek etti.
Papyonda, kravatta takılır, mahsuru yoktur. abdülhamid han bile takmıştır. Fes’de Fransız malı değildir. Abimiz bu konuda hiç mi hiç malumat sahibi değildir. Koltuğuna kurulmuş etrafındaki gençlere güya islam anlatıyor. Fes ve başlık konusunda yazdığım yazıları muhakkak okuyun. Özellikle tevhid ocağı gençleri okusun.
osmanlıda fesin serüveni (tıklayınız)
türkiyede şapkanın serüveni (tıklayınız)
+regl döneminde ilişkiye girilse
yumurtalıklar ciddi manada hasar görür, bağışıklık çöker, cildi ciddi zarar
görüyor, böbrek üstü bezleri ve karaciğer zarında su birikiyor, kadın için çok
zararlı, hastalık kapma riski çok fazla, çünkü mukoza üretimi duruyor.
Video boyunca abimizin sallamada zirve yaptığı noktalardan biri de budur. Abimiz bu kısımda cihangir kennedy’e rahmet okutmuştur. Doktorlar diyorlar ki’ rahim, kanın geçebilmesi için açılır. Bu da bakterilere yol açar, cinsel ilişkiye girilse hastalık bulaşma riski büyüktür." Kısacası doktorlar temizlik ve hijyen sorunundan bahsetmektedirler. şimdi soruyoruz. Üstadı azam’ın söylediklerini kim söylüyor? Harvard eğitim ve araştırma hastanesinde yaptığı araştırmalar neticesinde mi böyle konuşuyor?
Abimiz 24’ü söylerken bir iki tekliyor. Bu zamana kadar bilmiyorum dediğini duymadık. Teklediğini eveleyip gevelediği kelimeleri gargara yaptığını ise çok gördük. Burada da tekliyor…
rivayetlere
baktığımız da Hazreti haticenin ve peygamberin evlendiği zamanki yaşları hakkında
çeşitli sayılar ortaya konmuştur. İbn abdilberr, ibn kesir, ibn hişam, ibn sa’d,
belazuri, bu kaynaklarda hazreti haticenin peygamberle evlilik yaşı için 21-45 arası sayılar gösterilir. Tuhaf olan o kadar farklı rivayet içinde 24’dün
olmamasıdır. Bari bunu tuttursaydın’
demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
Hazreti hatice 40 yaşında peygamberle evlenmiştir rivayetinin genel kabul gördüğünü söyleyebiliriz. fakat yapılan yeni çalışmalara baktığımız da hazreti hatice validemizin evlendiğinde 28 yaşında olması ihtimalinin kuvvetli olduğu görülmektedir.
Evet, mescidde nikah kıyılırdı. fakat bu şart olmadığı gibi sünnette değildir. Öte yandan bu adet daha
hazreti ömer zamanında terk edilmiştir. Osmanlıda da böyle bir adet yoktu.
Hazreti ömer ve Osmanlı vehhabi miydi? Osmanlı, Osman gaziden
beri ehlisünnetti. (bunu biyoloji kimya radyoaktiviteyle ispatlarım, 50
sayfa yazmam gerekir, geçiyorum.)(Tevhid
ocağı gençleri espriyi anlamıştır)
Selefi vahabilerin haremlik selamlığı ehlisünnete uygun değildir diye kestirip atıyor. Kimse de ‘abi bunların haremlik selamlık anlayışı nasıldır, ehlisünnetin ki nasıldır?’ diye sormuyor. bu meseleye geleceğiz.
Bu cümlelerden anlıyoruz ki abinin
selefilik vahabiliğin yazdığı haremlik selamlıktan kastı bizzat ehlisünnetteki
haremlik selamlıktır. Abimiz kendi kafasından bir ehlisünnet anlayışı uydurduğu
için kendi uydurduğu haremlik selamlıkta bu anlayışa haliyle uymaktadır.
Eskiden Müslümanın evi harem ve
selamlık olmak üzere iki bölüme ayrılırdı. Selamlık, erkek misafirlere aitti. Hanımlar
buraya giremezdi. Harem kısmında ise hanımlar yaşardı. Kapıda iki tokmak olur, tiz
ses gelirse bir kadının geldiği anlaşılırdı. Kur’an ve sünnetin gereği olarak
böyle bir tatbikatı bugün göremesek de tarihte görüyoruz. Yabancı erkek ve
kadının bir arada oturamayacağını da herhalde delillendirmek ihtiyaç yoktur
abimiz bu kadarını da (inşallah) biliyordur.
Abimizin ‘Adam kapıda falan
duruyor’ derken ‘kapı çaldığınızda, olurda kapıya kadın çıkar bu
ihtimali gözetin, kapıda yan durun’ mealindeki hadisi çatıyor. Kapıyı çalma adabımıza ‘çatıyor’. yani Edepsizlik ediyor.
Peygamberin hanımlarından bir şey istediğinizde perde arkasından isteyin ayeti geldikten sonra peygamberin hanımları erkeklere perde arkasından hitap etmeye başlamıştır. Peygamberin hanımları müminlerin anneleri oldukları halde durum böyleyken, bizim abi dediğimiz ‘adam’, harem ve selamlık nedir bilmeden ‘resulün edebinin tık üstünü göstermeye çalışırsan Yahudisin ya da ahmaksın’ diyebiliyor.
Aişe validemiz müçtehittir. Sahabe kendisine danışır, rivayet alırdı fakat yukarıda beyan ettiğimiz üzere perde arkasından konuşurdu. Abimiz aksini iddia ediyor ve diyor ki ‘koskoca aişe validemiz yukarıdaki ayetle amel etmedi. Sahabe gelirdi, hazreti aişe kapıyı açar konuşurlardı’. Bu kadarına da pes...
Bu ayet gelmeden önce de peygamberin hanımları yani validelerimiz sahabeler içinde rahat gezip tozup sofralara oturmuyorlardı.
Abicim, peki ya sen koşu yaptın mı? Yapmadıysan o dediğin şeyin dik alasısın! Kafayı sıyırmak üzereyim…bunu geçiyorum.
+Peygamberin hanımları
arasında peçe takan var mıdır? Komple yalandır. İslamda peçe yoktur. burka tam
bir uydurma. Kadınlar eldiven takıyorlar, siz hazreti fatımadan daha edepli
değilsiniz. Burka takıyorsanız siz hadsizlik yapıyorsunuz, ehlisünnet dışındasınız.
Evvela bir hususu hatırlatalım. ‘Bir
şeyin peygamber ve hanımları tarafından yapılmaması o şeyin islam’da olmadığını
mı gösterir? Hayır göstermez. Gösterir diyorsan, en başta ‘birbirinize
soktuğunuz şişler’ İslam’da yoktur.
Peçe meselesine gelecek olursak, Örtünme
ayeti geldikten sonra kadınlar peçe takmışlardır. Hatta ‘sahabe hanımları peçeyi
iffet ve haya’nın gereği olarak görmüşlerdir. Hazreti aişe ihramlı
değilken kabeyi peçeyle tavaf etmiştir. Bu kadarı meramımızı anlatmaya
yeter artar. Birde tâbi olduğumuz mezheplere/imamlarımıza bakalım. ‘Yüz
avret değil fakat namazda avret değildir. Yani sokakta kabak gibi teşhir
edilmez. Maliki ve hanefiden bir kısım, şafii ve hanbelinin de ekserisi fitne
zamanı kadınların yüzünü örtmesi yönünde fetva vermişler. Peçe farz mı
değil mi bu hususta da bir ittifak yok. Evlendin kocan peçe takma
diyorsa haram işlemiş olmaz. Fakat peçe takmak güzeldir.
‘eldiven takanlar, hazreti fatımadan daha m. ı edeplisiniz’ cümleye bakar mısınız? Hazreti fatımanın eline bakıyoruz. Çok güzel. O zaman kendisine verilen mehire de bakalım. Sonra evlenecek kızlara diyelim ki ‘ulan asalak kız! Ne altınından, parasından mehirinden bahsediyorsun sen hazreti fatımadan daha mı kıymetlisin’. Nasıl kızlar bu tarzı beğendiniz mi?
Eldiven farz değildir isteyen
takar. Eldiven EDEP’in göstergesi midir ki eldiven takan hazreti fatımadan
edepli olsun!!
Burka takıyorsanız ehlisünnet dışındasınız diyen abimiz bizi bir kez daha güldürdü. Tevhid ocağı mücahidlerinin ise yüzlerini kızarttı. Burka takmak itikad mesele midir? Abimiz hayatında bir tane itikad metni okumamış.
Peygamberin seferde nafile kılmadığını görenler olmuştur. Bununla beraber peygamber seferdeyken farzlarla birlikte sünnetleri kıldığı da olmuştur. Şimdi mezhebimize bakalım. Hanefi fukahası demişler ki ‘yolculukta korku sıkıntı yoksa konaklanan yerde vaktin sünnetleri kılınır. Fakihler buna müstehap demiştir. Bu ilmihal bilgisidir. Abimiz ne diyor ‘seferiysen sünnetleri kılarsan sünneti çiğnersin’. Kimse de ne alakası var diye sormuyor.
+Habeşliler geldiler, Habeşli kadınların gırtlakları açıktı, adem elmaslarının ucu görünürdü peygamber olmaz böyle bir şey demedi. O yüzden bu da adem elmasına kadar olan kısmın açık olmasının cevazını doğurmuştur.
Yabancılar no comment derler. İşte bu da tam olarak no commentlik bir sallama.
Yine kaynaklarda değişik
rivayetler vardır. Abimizin bu meseleleri bilmemesi normaldir. 300’e kadar
çıkaran vardır. gelen rivayetlere baktığımız da çok evlilik yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz zira rivayetler
bu noktada ittifak etmektedirler fakat 270-300 gibi rakamlar mübalağadır. Tabakat
kitabıyla şöhret bulmuş İbn Sa’d’dın verdiği 90 sayısı bizce daha muteberdir.
Toparlayacak olursak Abinin yukarıda verdiği bilgilerin hepsi sallamadır. yani peygamberin emir verme meselesi de yoktur.
Bir tarihçi olarak bana yöneltilen soruların arasında ilk 20’ye girecek bir soru da ‘hazreti Aişe’ kaç yaşında
evlendi sorusudur. ’10 yaşından fazla değildi’ diyebiliriz. bu konuda
yazdığım yazıyı muhakkak okuyun.
hazreti aişenin evlilik yaşı (tıklayınız)
Hay Ofliler kadar başına taş
yağsın emi!
Kadına benzeyen erkeğe, erkeğe benzeyen kadına peygamber lanet etmiştir. Abimiz pantolunun bu lanet kapsamına girmediğini söylüyor. Halbuki pantolon erkek kıyafetidir. Kadının pantolon giymesi yasaktır. pantolon giyse erkeğe benzer günahkar olur. Giydiği pantolon darsa bu sefer double günahkar olur. bir erkek, küpe taksa benzemek niyeti yoksa da caiz değildir. kadında aynı şekilde erkek kıyafeti pantolu benzemek niyeti olmadan giymesi bile caiz değildir. (kız pantolon giyse mantosunu da giyse dışarıdan pantolon görünmese bir beis yoktur) İmamlarımız böyle söyler. Abimiz tam tersini söyler. Tevhid ocağı gençleri siz bu işi ne dersiniz bilmem…
Pantolonun erkek kıyafeti olduğunu belirttik abimiz vicdan fetva makamıdır diyerek ‘çirkin şekilde pantolon giyinen kız, pantolon giyebilir’ diyor. Bu içmekle dahi olacak bir kafa değil. bu noktada diyoruz ki dileyen ehlisünnet fakihlerine dileyende tevhid ocağı fetva kuruluna bakabilir.
Evlilik görüşmesinde gelin ve
damat adayında başka 3. bir şahıs muhakkak bulunmalıdır. Abimiz diyor ki ‘ne
konuşayım ki şimdi hahahahah’. İlk
konuşmada utanır sıkılabilirsin. İkinci görüşmede konuşursun. ne var yani? 3. kişiyi almayalım mı?
Allah ayetinde ‘Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız yanınızda mahremi olmayan kadınla baş başa kalmayın’ buyuruyor. Alimlerimiz diyor ki evlilik görüşmesinde 3. Kişi MUHAKKAK OLSUN. Abimiz de diyor ki “bu 3. kişiyi islamı bozmak isteyenler araya ekledi.” bu cümleye de yorum yapmıyor sizin insafınıza bırakıyorum.
Abinin sallamada zirve yaptığı bir diğer hususta bu meseledir. Kadınları yürürken orgazm oldukları için sünnet etmezler. Bunun dini boyutu da vardır. ABİMİZ BU KONUDA HİÇBİR ŞEY BİLMİYOR. Konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler ‘mehdi kara, Osmanlıdan notlar’ kitabıma bakıp detaylı bilgi edinebilirler.
SON
Ben hayatımda böyle insan görmedim. Ne yaşadın da ne
göreceksin demeyin. Çok tuhaf insanlar gördüm, böylesinin emsali yok.
Yorumlar
Yorum Gönder