Alevi olarak takdim edilen alimler III
ALEVİ OLARAK TAKDİM EDİLEN ALİMLER III
Yunus Emre
Burada Yunus
Emre’nin hayatını anlatmayacağız bunu merak edenler ansiklopedik eserlere
bakabilirler. Fakat meselenin anlaşılması adına birkaç izahatta bulunmak
yerinde olacaktır.
Yunus emre
Ahmed Yesevi’den yetişmedir. Fuad köprülü ‘ilk mutasavvıflar’ eserinde Yunus
emrinin Yesevi mektebinin temsilcisi olduğunu belirtir. Ahmed Yesevi tarzında
da şiirler yazmıştır. Bu zatların şiirleri karşılaştırılmış ve benzerlikler
ortaya konmuştur. Daha önceden de belirttiğimiz üzere Ahmed Yesevi Türk olup
ehlisünnet tarikat olan yeseviliğin kurucusudur. Yunus emre ile hacı Bektaş-ı
veli arasında da bir bağ vardır. Bunu eserlere dayanarak söylüyoruz. Yunus
şiirlerinde adete hacı bektaşın makalatını nazmetmiştir. Yunus emreye ait er-risaletün
nushiyye eseri vardır ki bu Hacı bektaşın makalatı ile aynıdır. Bütün bunlar
demek oluyor ki Hacı bektaşı veli hangi inanç üzereyse Yunus Emrede o inanç
üzeredir.
Ahmet Yesevi hikmetleri,
Yunus emre divanı ve Hacı Bektaş makalatı karşılaştırılırsa, nitekim karşılaştırılmış
ve ortaya konmuştur ki ‘bu zatların hulefayi raşidine bakışı ortaktır. Tasavvuf
anlayışları ortaktır’.
Yunus Emre, bilgili
bir alim ve büyük bir Türk şairidir. İlahileri halen dillerden düşmemiştir. İlim
aleminde Yunus Emre sünni olarak bilinir. Alevilerin beğendiği bir şahsiyet
olan Ahmet yaşar ocak ‘alevilik ve Bektaşilik yunus zamanında yoktu’[1] diyor. Mevlanaya
Moğol ajanı diyen, Alevilerce çok beğenilen, okunulan Mikail bayramda diyor ki ‘Hacı
Bektaş gibi, Yunus Emre gibi, Tabduk Emre, Baba İlyas, Ahi Evren gibi… bu şahsiyetler incelendiğinde, hiç birisinin Şii olmadığı ortaya
çıkmaktadır’[2]
Yunus Emre’nin
inanç dünyası ancak Divanından ve Risaletün nushiyyesinden anlaşılabilir. Temel
kaynaklarımız bunlardır. Bunlar ile de yunus emrenin inancı ortaya
konamayacaksa o zaman yunus hakkında hiç konuşmak gereği yoktur…
yunus emre eserlerinde,
namaz kılmanın önemi, sahabe arasında ayrım yapılmaması gerektiği, hulefayi
raşidine sevgi, hazreti Ebubekiri ehlisünnete olduğu gibi diğer 3 halifeden
üstün oluşu meselesi gibi meseleleri net olarak görebiliriz.
Yunus emre divanı
Hece vezni ile
yazılmıştır, na’t, şathiye, münacat, mi’raciye türlerine de eserde görülür. çeşitli
cönk ve mecmualarda yunus mahlasını taşıyan birçok şiir vardır. Ara ara divanda
bulunmayan şiirlerde yayınlanırdı. Yunus emrenin kaç şiiri var belli değildir. bir
şiirin yunusa ait olup olmadığı üsluptan anlaşılabilir. fakat Bu sahada yapılan
çalışmalar azdır. Zaten araştırılsa da
işin içinden çıkılması zordur. Gerçek yunus emre şiirlerini tespit etmek, Yunus
Emre’yi Alevi yapanlar için bu büyük bir sorundur.
Yunusun
divanına eklemeler yapılmıştır. Üstelik geçmişte Yunus Emre diye şiir yazanlar
bizim kastettiğimiz Yunus olmaya bilir. İsim benzerliği de olabilir. Aşık yunus,
miskin yunus deli yunus, derviş yunus.. hangisi bizim yunus… Bu faktörler Yunus
Emre’nin hayatı ve fikir dünyası hakkında birbirine taban tabana zıt görüşleri
doğurmuştur.
Aleviler bugün
yunus emrenin divanı diye hangi kitabı kullanıyorlar bilmiyorum. Buna bakmak
lazımdır… biz burada Abdülbaki Gölpınarlı’nın hazırladığı ve Kültür yayınlarından
çıkan, ‘yunus emre hayatı ve bütün şiirleri’ isimli kitabı kullanacağız. Şimdi
bu çalışmada bazı kavramlara bakalım.
Halifeler hakkında:
Ebû-Bekr ü Ömer
ol din ulusu, Aliyy-i Murtazâ Osman benimdir / Ömer ü Osman Ali Mustafâ
yârenleri, Bu dördünün ulusu Ebû Bekr-i Sıddıyk’tır /
Dört mezheb:
Bu bir acayip
sırdır ilme kitaba sığmaz, Âlem ilmin okuyan dört mezhep sırrın duyan, Âciz
kaldı bu yolda bu aşka el uramaz /
Divanda namaz
hakkında;
Abdestimiz
namazımız doğruluktur tâatımız / Namaz kıl îmâm ile yatmagil güman ile / Kuşlar
ile durgıl bile kıl namazı imâm ile / Tanğrı’nın buyruğun tutup beş vakt namaz
kılsa gerek / Şol dört tekbir namaz ile (ömrüm) tamam kılam bir gün /
Dikkat buyurun Dört
tekbir namazdan bahseder. Aleviler cenaze namazını 5 tekbir ile kılar. Hatta 4
tekbir ile kılanan cenaze namazını şiddetle inkar ederler.
Aleviler Şii
olan Abdülbaki Gölpınarlının hazırladığı divanı kabul etmezlerse hangisini kabul
ediyorlar bir göstersinler bizde ona göre konuşalım. Ya da kendilerine Ehlisünnet
izleri olmayan bir divan hazırlamalarını tavsiye ediyoruz. Bunu yaparken de Faruk
Kadri Timurtaş, Ahmet Kabaklı ve Mustafa Tatçının ve Abdülbaki Gölpınarlının yayınlarına
bakmayın. Yoksa sünni izleri görürsünüz.
Divanın 100’e
yakın nüshası var. Ama şöylede bir sıkıntı var. Bu yazmaların çoğunda yazım
tarihi, yazan kayıtları da yoktur. Bu işin mütehassısı Yusuf Yıldırımın diyor
ki ‘itibar edilen nüsha sayısı bir elin parmağını geçmez’ Bu nüshalardan
birinde kendi inançlarınızın izlerine dair bir şeyler bulup ortaya koyun madem,
bizde bilelim. Son olarak diyoruz ki Yunus emrenin bugün bize kazandırılmış divan
çalışmalarında Alevilik ile ilgili ne var? Bir okuyun!. mesela on iki imama
dair ne var? hiçbir şey yok…daha on iki imam yok. Neyin davasını güdüyorsunuz…
Yunus emrenin kaynağı
net olarak peygamberdir. Cem dergisi yazı yazıyor onlarca yüzlerce sayfa… bir Allahın
kulu şu divanı incelemez mi? Adamlar diyor ki ‘yunus emrenin Alevi olduğunu
düşünüyoruz’. Oldu canım. Bizde himalaya dağlarının türkiyede olduğunu düşünüyoruz.
Risâletü'n-Nushiyye (öğütler kitapçığı)
1307-1308
yılında kaleme alınmıştır. 563/600 beyittir. Arapça, Farsça kelimeler yoğunluktadır.
Nasihat türünde yazılmış manzum bir eserdir. 40 küsur nüshası vardır. Karaman nüshası
en sağlam en eski nüshadır. Mustafa tatcı, Talat duru bu nüsha üzerinden
çalışmıştır. Yusuf Yıldırımın tespitine göre bu nüsha Yunus emre devrinde
yazılmıştır. Karaman nüshasının daha ilk sayfalarda Allah, Muhammed, Ebu Bekir,
Ömer, Osman, Ali, Ya Hazret-i Bilâl Habeşi isimleri yazılıyor. Bu sonradan
yazılmış ama aklı olana bir fikir verebilir. Karaman nüshası da Yunus emrenin
Alevi olmayacağını ortaya koyuyor. Üstelik bu nüsha emre tekkesine ait en eski
nüshadır. İlim adamları nazarında da 14. asıra ait olduğu kesindir.
Son söz
Alevi
kardeşlere diyoruz ki ‘Yunus Emreyi sahiplenmenizi gerektirecek bir delil yok.
Tam aksine reddetmenizi gerektirecek onlarca delil var’.
Yorumlar
Yorum Gönder