Kur'an'ın efsaneler ile irtibatı


BÖLÜM I

Kur’an kıssalarının Sümerler yahut çeşitli efsaneler ile irtibatı

Çeşitli efsaneler ile Kur’an kıssaları arasında ortak noktaların olduğu görüşü oryantalistler tarafından ortaya konmuştur. Bizim yerli oryantalistler ise bu görüşü benimsemişlerdir. Hemen peşinen söylemeliyiz ki Kur’an’da geçen bir mesele, farklı bir kaynakta zikrediliyorsa, “işte kur’an’ı yazanlar bu kaynağı kullandı’ denilemez. Niye böyle bir şey diyemezler meselesini aşağıda açıklayacağız.

Bir zamanlar birçok mesele Yunan mitlerine bağlanır. Bugün ne vardıysa Yunan’da izleri aranırdı. Bir süre sonra bundan vaz geçildi. Bu sefer Yunan’ın yerini Sümer aldı. Ve birçok şeyin Sümer’den geldiği iddia edildi. Şimdi soruyoruz: Sümerlerden önce piyasada başka uygarlık yok muydu? İnsanlık tarihi Sümer ile başlamıyor ki niye her şey Sümer’e mal ediliyor. Sümerler, kültür, din vs. mirasını, kendinden öncekilerden almış olması ihtimal dahilinde değil midir? Sümerlilerin, insanlık için dinler için ilk kaynak olarak gösterilmesi aldatmacadan ibarettir. Nitekim göbekli tepe sümer’den öncedir. Biri çıkıp dinleri göbekli tepeye de bağlayabilir.  

Kur’an’ın vahiy olduğuna inanan kimseler ‘kur’an’ın kaynaklarını’ aramak gibi bir saçmalığa bulaşamazlar. Kur’an’ın vahiy olmadığını düşünenlere de deriz ki, Kur’an’dan önceki çivi yazılı tabletlerde ve efsanelerde, kur’an kıssaları ile benzer anlatımlar bulunuyorsa da bu bilgiler kur’an’a nasıl geçmiştir? Bu çivi yazılı tabletler ve efsaneler kimler tarafından bulunmuş, çözülmüş, anlaşılmış ve kur’an’a uyarlanmıştır? Bu sorular cevaplanmalıdır.

Peygamber, 571-632 seneleri arasında yaşamıştır. Sümerler ise peygamberden 3000 sene hatta daha fazla yıl öncesinde yaşamıştır. Peygamber, Sümerlerden nasıl bilgi alabilsin? Bu akıl alacak iş değildir. Kur’an’ın kaynağı olarak ileri sürülen ‘çivi yazılı’ tabletler ancak 1840’larda bulunmuş, 1870 senelerinde ise okunabilmiştir. Peygamber bu tabletleri nereden buldu? Buna cevap olarak: “Peygamber bu tabletleri toprağı kazdı buldu, çözdü okudu, bunları evinde saklıyordu. Müşrikler görmesin diye birde onlardan saklıyordu, uğraştı didindi çivi yazısını da söktü, sonra kur’an’a bunları yazdı…”bu soruya böyle mi cevap vereceksiniz?

Hadi diyelim ki, peygamber tabletleri buldu, okudu ve kur’an’a yazdı. Peki, bu tabletleri sonra nereye gömdü? Niye tabletleri 1870’lere kadar kimse bulamadı. Bir gece evinden sessizce çıkıp, kimse görmeden mi gömdü? Peygamberi adım adım takip eden müşrikler hiçbir şey görmediler mi? Müşrikler görmemiş ama Prof denilen aslında prof olmayan Muazzez İlmiye Çığ 15 asır sonra görmüş. Burada şunu da düşünmek lazım. Bu tabletlerin bulunduğu yer neredir. Peygamberin yaşadığı yer neredir…

Muazzez ilmiye çığ’ın üstadı, hocası, baba ağası, Samuel N. Kramer diyor ki “Sümer tabletlerini 1850 senesine kadar hiç kimse bilmiyordu”. Buna rağmen Muazzez İlmiye Çığ diyor ki “Peygamber, bu tabletleri buldu. Çivi yazısını söktü, sonra bu bilgileri kur’an’a yazdı”. Bu saçmalığı mevzuu bahis yapmak bile vakit kaybıdır…

Bu tenkidler karşısında bu seferde diyecekler ki, Tevrat ve İncil’i yazanlar Sümer’den etkilendi. Kur’an’ı yazanlar ise Tevrat ve İncil’den etkilendi. Evvela şunu söylemek gerekir ki bu iddialar yeni değildir. Christoph Luienberg, Prof. John Wansbrough ve avaneleri İslam dininin Hıristiyanlığın bir versiyonu olduğunu söylemişlerdi. Bu ahmakların, bu saçma fikirleri, ilim ehli, insaflı (Hıristiyan) meslektaşları tarafından dahi reddedilmişti. Ve diyoruz ki “Tabletler, çivi yazıları, efsaneler, Tevrat ve incil’de geçen hadiseler çok çeşitli şekillerde yorumlanabilir. Niye sizin fantastik ‘yorumlarınıza’ katılıp, kur’an’ın, Tevrattan incilden geldiğini kabul edelim? Amiyane tabir ile, sizin geçmiş kaynaklardan elde ettiğiniz bilgileri kur’an’a yamamanız, bizim niye umurumuzda olsun?  Bizde yorum yapıp diyoruz ki “kur'an ile tabletler, Tevrat, İncil arasında bağ olması, kur'anın bunlardan gelme olduğunu göstermez. Sadece kökenlerinin ortak olduğunu gösterir. Nitekim bütün alemi Allah yaratmış. Hem zaten kur’an, Tevrat ve incili ilahi kitap kabul ediyor. Bunlar arasında benzerlik olmayacakta ne olacaktı. Bundan doğal ne olabilir." İşte gördüğünüz gibi bu da bizim yorumumuzdur. İsteyen dilediğine inanabilir.

BÖLÜM II

Ek olarak

Tabletlerde, efsanelerde, Tevrat-incil ve diğer metinlerde Kur’an ile ortak hadiselerin olması, kur’an’a bir zarar getirmez. Bakınız Nuh tufanı küresel bir olaydır. Çeşitli metinlerde/efsanelerde Nuh tufanından bahsedilmesi Müslümanların aleyhine bir durum değildir ki…tam askine tabletlerde tufandan bahsetmesi imansızların aleyhine bir durumdur. üstelik Kur’an’dan önceki bir kaynak ile kur’an kıssaları arasında ortak noktaların bulunması ‘müslüman adamı’ bağlamaz.

Bundan başka, Sümerlilerin tanrı inancı ile islamın tanrı inancı arasında bağ yoktur. Bağ kuranlar çeşitli yorumlar yapmaktadır ki bu ‘yorumdur’. ağzı olan herkes yorum yapabilir. Muazzez ilmiye çığ, cahiliye araplarının safsatalarını islam dini olarak lanse etmiş, sümerleride bunlarla ilişkilendirmiştir. Muazzez’in İslam dini konusunda bir bilgisi olmadığı, onlarca misalle ispatlanabilir. Üstelik muazzez’in islam konusundaki cehaleti, temel bilgilerden dahi yoksun oluşu, alay konusu dahi olmuştur…

Yorumlar

Popüler Yayınlar