Kahve pişirmek
Kahvenin pişirilmesi ve içilmesi
“Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül ahbap ister kahve bahane”
Böyle demişlerse de kahvesiz sohbet,
sohbetsiz kahve olmaz. Olsa da tat vermez. Bir bacağı noksan masa veya sandalye
gibi olur…
Deniyor ki kahvenin pişirilmesinde,
istihdarında yani hazırlanmasında dört cihet vardır.
1-
Kahvenin
intihab-ı enva’ı (kahvenin çeşidini şeçmek)
2-
Kavrulması
3-
Dökülmesi
4-
Pişirilmesi
Bu yazımızda ilk 3 safhayı geçip
direkt olarak kahvenin pişirilmesi konusunu ele alacağız.
Kahvenin pişirilmesi maharet ister.
Türk kahvesi 4
çeşit olarak, orta, az şekerli, sade, şekerli pişirilir diye biliyoruz. Halbuki
eskiden 44 türlü pişirilirdi. Kahve pişirmenin de bir standartı yoktu. Yüksek ateş,
alçak ateş ve közde pişirilebilirdi. Bu zevke göre değişirdi. Fakat kısık
ateşte pişirmek makbul olanıydı.
Zahmetler ile elde
edilen kahvenin 2 dakika içinde pişirilip içilmesi takdir edersiniz ki ayıp
olurdu. Böyle olmaması için de kahve çeşitli ritüeller ile hazırlanırdı. Şunu da
söylemek gerekir ki Türk kahvesi en çok ritüel barındıran kahvedir. Osmanlıda kahvenin
hazırlanması, pişirilmesi, sunulması ve kullanılan aletler bambaşka bir kültürdür.
Cezvede pişirilen kahve, Türk kahvesi adını almıştır.
Kahve pişirmek,
Bakır cezve
içine her fincan için 2 çay kaşığı Türk kahvesi konur. Aynı şekilde her fincan için yeteri kadar soğuk
su/ılık su konur. Ardından istenilen şeker miktarına göre şeker ilave edilir. Fakat
şekersiz yapsanız daha iyidir. Bu işlemlerden sonra cezve içindekiler karıştırılır.
Daha sonra cezve kısık ateşe bırakılır. Kahvenin 15 dakikadan önce pişmemesi
gerekir. Ateşe bırakıldıktan sonra da kahve karıştırılmaz. Ancak dibi tutsa
karıştırılabilir. Kahve kaynadıktan sonra kaşık yardımıyla köpük fincanlara dağıtılır.
Sonra cezve tekrar ateşe bırakılır. Bir dahaki kaynamada kahve yavaş bir
şekilde fincanlara pay edilir.
Kahvenin yanında
illaki lokum olacak değildir. Yanında, damak zevkinize göre lokum, pasta çikolata
vs. yiyebilirsiniz. Bazı memleketlerde kahvenin köpüklü olması ayıp telakki
edilmiştir. Halbuki kahvenin aroması yüzeyindeki köpüktedir. Bizde de kahvenin
yavaşça pişirilip köpüklerinin fincanlara pay edilmesi önemli bir unsurdur. Aynı
zamanda kahvenin köpüklü olması kızın el becerisine işaretti. Kızlarda maharetlerini
ispatlamak uğruna kahveleri tükürükleri ile köpürtükleri de olurdu.
Kahvenin paketi
açılırsa hava ile temas edeceği için zamanla tazeliğini kaybedecektir. Bu sebeple
kahve hava ile ne kadar az temas etse o kadar iyidir. Türk kahvesi; bakır
cezvelerde, ağır ateşte pişirilir. Mum ateşinde yapılan kahvenin iyi olduğu
söylenir. Sıcak kumda ve kor ateş içinde pişirme gibi farklı tekniklerde vardır.
Kahve içilirken
ufak ufak yudumlanır, höpürdeterek içilir ki köpüğü kaybolmasın. Kahve yanında
bir bardakta su verilir. Bu su, kahvenin başında ve sonunda içilir. Bilhassa
tiryakiler sade yani şekersiz kahve içenler acılığı gidersin diye su içerler.
Çok güzel bir yazı
YanıtlaSil