Aşk


5000 yıllık aşk - Valdaro aşıkları

 

BÖLÜM I

Fani şeyler, uğrunda helak olunacak kadar sevilmeye layık değildir.

Aşk asırlardır tartışılan kavramlardandır. İlim adamları tıbbi, dini, psikolojik tahlillerle aşk kavramını incelemişlerdir. Çeşitli tanımlar yapıp görüşlerini ortaya koymuşlardır. Bu bahisler çoğu zaman can sıkıcı ve gereksiz uzunlukta olabilmektedir. Bu okuyacağınız yazıda ise aşkı, tecrübeyi ve kitabi bilgeleri esas alarak kısa ve öz bir şekilde tanıtmaya çalıştım.

Aşk-ı hayvani

Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu yazıda aşk-ı ilahi denilen gerçek aştan değil, aşk-ı hayvani denilen insanın insana olan aşkından bahsedilecektir.

Aşk, sevgide sınırı aşmaktır. İnsan aşık olduğunu acı çekmesiyle anlayabilir.

Aşk, bir esarettir. İnsanı kendisine bağlar, bu sebeple aşıkın hareketlerini bir dereceye kadar mazur görmelidir. Aşk her insanda farklı tezahür eder bu yönüyle de bir gizemdir. Bu sebeple aşkın tanımını yapmak güçtür. aşık, aşk’ın tanımını kendi yapmalıdır. Demişler ki ‘çekmeyen ne bilir aşkı, sevdayı’. yani  aşkı tatmayana aşkı tarif etmek zordur…Aşıklar arasındaki uyumun orantısına göre sevgi kökleşir. Aşkları bitmeyecek kimseler ise birbirlerini Allah için sevenlerdir. önemli bir hususu da hatırlatmak gerekir 'İnsan, aşkına ‘kutsiyet’ bulaştırmamalıdır. Aşk acısı çekip, ağlamak sızlamakla Allah’a yaklaşılmış olunmaz'

Alimler demişler ki Aşk, mücerred olarak helaldir. Yani insanın eşine aşık olması böyledir. Aşkın güzel bir şey olduğuna delil olarak peygamberin aşkları gösterilmiştir. İnsan, evli komşusuna da aşık olabilir ki buna da şeytan işi denmiştir. Böyle bir aşkın haram olduğu da belirtilmiştir. İnsan duygularına çoğu zaman hakim olamaz, öyle ki hiç olmayacak aşklara yelken açabilir. Fakat insan aşkın kölesi de olmamalıdır. Aşık olmak insanın elinde değilse de harama girip girmemek insanın elindedir.

Aşık olmanın çeşitli nedenleri vardır. İlginçtir ama rüyada bu nedenler arasında zikredilmiştir. En çok rastlanılan nedenlerin başında ise ‘bir bakışta aşık olmak gelir’. Kişi hiç tanımadığı bir insana bir bakışta vurulabilir. Tabi bu kadar hızlı aşık olunca, aynı hızda bu aşk çöküşe de geçebilir. Aşk bir anda olur, fakat sevgi zamanla olur. Bazı kimseler de tabiatları gereği aşka meyillidirler. Bunlar iki kişiyi de sevebilirler, fakat demişler ki ‘leyse fil kalbi mevdi’un li habibi, ne vela ehdesul umuri bisani (gönülde iki sevgiliye yer yoktur. ikincisi, diğerinin yerini alamaz)

Ayrılık

Ayrılık, ilahi bir kanundur. Seven kişi ayrılabilir. Hiç ayrılmasa ölüm vardır, ölüm ayırabilir. İnsan bu ilahi kanun önünde çaresizdir.

Ayrılık geçicide olabilir, hiç dönüşü olmayacak şekilde de olabilir. bazen de Aşıklar aynı ortamda olsa da ayrılık olabilir. Bu durumlarda aşık hasta olup yatağa düşebilir. Tek çare vardır ‘kavuşmak’. Ölümün getirdiği ayrılığın ise çaresi yoktur…Aşkın önündeki tek engel ayrılıkta değildir. Sevenleri gözetleyen, onların arasını açacak fitne faaliyetlerinde bulunan kimseler de aşkın engelleri arasındadır.

Aşk acısı da kalbi çok yorar. Kalp krizine bile neden olabilir. Kara sevdadan ölen insanlar bile olmuştur. 

Son söz

Eski zamanlarda kişi sevdiğine bir bilmece, şiir yahut çeşitli imalar (kaş, göz, el işareti falan) ile açılırdı. kişinin sevgisini belli etmesi zordu. İmalardan ve açılma safhasından sonra mektuplaşma faslına geçilirdi. Aşığın, aklı başında sır tutmasını bilen mektubu götürecek bir aracı da bulması gerekirdi. İşte aşk, eskiden böyle zahmetliydi. Böyle zahmetler ile elde edilen aşkın sonu elbette ölüm olur!

Günümüz de birçok şey tahrif edilmiştir. İçi boşaltılmıştır. Aşta bu tahrifattan nasibini almıştır. Zamanımızın aşk bezirganları da bu tahrifatı körüklemektedir. Aşk, bugün şehvetten ileriye gidememektedir.  fakat bütün bunlara rağmen aşk mücerred manasını kaybetmemiştir…

Aşk ile cinsellik arasında da bir bağlantı vardır. Sevişmek bir sanat olup bu sanatın incelikleri kitaplara konu edinilmiştir.   

 

BÖLÜM II

Aşk ve tıp

Aşkın oluşması için 4 şeye ihtiyaç vardır.

-Libodo (şehvet)

-Eros (üretme)

-Filial  (dostluk)

-caritas (sevgi)

Bunlar bir insanda toplansa aşk ortaya çıkar. Aşk, dopamini tetikler, dopamin ise şehveti ve bağlanmayı arttırır. Dopamin, norepinefrinide tetikler, böylece aşıklar çile çekerler. Az uyur az yerler. İlişkinin başında karında kelebekler uçuşur zira NGF salgısında artış olur. Bununla beraber seratonin azalır. Aşıklarda takıntılı haller baş gösterir.

Aşıklar birbirlerini cinsel olarak uyarırsa dopamin salgılanır, bununla birlikte kaudat çekirdeği aktivitesinde artış olacağından aşıklar birbirini arzulamaya başlar. bu da aşkın hareket kazandığı zamandır. amiyane tabirle 'kanın kaynadığı' zamandır. Aşık olunduktan yaklaşık bir yıl sonra kortizol düzeyleri normalleşir. Yani tutkulu aşk bedeni terk eder. Yerini bağlanmaya bırakır.

Aşık kimse sevdiğine bakınca rahatlar. Kronik ağrı çekenlere denir ki "aşık olun" çünkü tutkulu bir aşk, beyindeki ‘ödül merkezi’ olarak tanımlanan bölgeyi aktive eder. Yani aşk bir ağrı kesici görevi de görmektedir. Aşk acısı çeken ise fiziksel acı çekmiş gibi rahatsızlık duyar. bununla birlikte kırılmış kalp sendromu vardır. Eğer çok sevdiğiniz biri sizi terk ederse. Kalbiniz büyür. Damar sertliği olur. Hastalıklarda peşi sıra gelir. 

Aşık manen farklı boyuttadır. Gayesine erişmek maksadıyla her türlü riski alabilecek potansiyele sahiptir. Bu kafada bir insan terk edilirse, dünyası başına yıkılır. Kontrolünü kaybeder.  Bu durumu kabullenemez. Bir araştırmaya göre bu halde bir aşık, bir günün %80-85’ini sevdiği kimseyi düşünmekle harcar. Reddedilmek yahut ayrılmak depresyonun baş sebeplerinden biridir. Reddedilme ve ayrılık beraberinde bağımlılıkta getirir. bu tıpkı uyuşturucu bağımlılığı gibidir. Ayrılık acısından kurtulmanın çaresi ise gidenin yerini doldurmakla mümkün olabilir. Bundan başka zamanla aşık olunan kişi unutulacaktır. ‘zaman her şeyin ilacıdır’ sözünde tıbben haklılık payı da vardır. Zira zaman ile beyin aktivitelerinde ayrılmanın verdiği hisler kaybolacaktır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar